The US hegemony, which was built after the Second World War, continued its existence under the conditions of a bipolar order until the collapse of the USSR. After the Cold War, the USA, the winner of the war, was in an effort to establish a unipolar world system. This global system has been maintained through free market ideology and international institutions. US hegemony faced several challenges after a brief concentration of power in the 1990s. The crisis of US hegemony has deepened with COVID-19. Expectations about a great transformation in the system have been strengthened. The chief point that the symptom of change, which is reviewed extensively in the popular and academic literature, are the China-USrelations.
COVID-19, which started in China and spread worldwide, is not just a health crisis. This crisis differs from other crises of capitalism because it has a dramatic impact on economic, social and political aspects, as well as threatening all human life. The fact that countries raised their economic and cultural protection walls before the pandemic is a sign that the world order, which is symbolised by the concept of globalisation, is changing. With the coronavirus, the dynamics of change that have emerged in the US-based global order have sped up. In this study, the positions and strategies of the USA and China will be analysed and the dynamics of change in the world order will be discussed through the possibilities of hegemonic transition.
İkinci Dünya Savaşı ertesinde inşa edilen ABD hegemonyası, SSCB’nin yıkılmasına kadarki dönemde iki kutuplu bir düzen koşullarında varlığını sürdürmüştür. Soğuk Savaşın ardından, savaşın galibi ABD, tek kutuplu dünya sistemi oluşturma çabası içinde olmuştur. Bu küresel sistem, serbest piyasa ideolojisi ve uluslararası kurumlar aracılığıyla günümüze kadar sürdürülmüştür. ABD hegemonyası 1990'lardaki kısa bir güç yoğunlaşmasının ardından bir takım meydan okumalarla karşılaşmıştır. ABD hegemonyasının krizi COVID-19’un ortaya çıkması ile derinleşmiştir. Sistemde büyük bir dönüşümün yaşanacağına dair beklentiler iyice güçlenmiştir. Popüler ve akademik yazında yoğun biçimde ele alınan değişim belirtilerinin yöneldiği başlıca nokta, Çin-ABD ilişkileri olmaktadır.
Çin’de başlayıp tüm dünya çapında yayılım gösteren COVID-19 sadece bir sağlık krizi değildir. Bu kriz iktisadi, toplumsal ve politik açıdan dramatik etkilere sahip olmasının yanı sıra insan yaşamını doğrudan tehdit etmesi nedeniyle kapitalizmin diğer krizlerinden farklılık göstermektedir. Pandemi öncesinde ülkelerin iktisadi ve kültürel olarak koruma duvarlarını yükseltmeye başlaması küreselleşme kavramıyla sembolize edilen dünya düzeninin değişmeye başladığının işaretidir. Koronavirüs ile birlikte ABD merkezli küresel düzende ortaya çıkan değişim dinamikleri hız kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmada ABD ve Çin’in konum ve stratejileri analiz edilecek, dünya düzenindeki değişim dinamikleri hegemonik geçiş olasılıkları üzerinden ele alınacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 2 |