Bu makalede yazılı-görsel medyada yer alan haberlerden, ‘kadın sürücü hataları’ temalı sosyal medya içeriklerinden ve kadın olmanın acemi sürücülükle eşitlendiği gündelik erkek sohbetlerinden hareket edilerek kadın sürücülere yönelik cinsiyetçi yargıların arkasındaki toplumsal-tarihsel etkenlerin anlaşılması amaçlanmaktadır. Makale, kadın sürücü sayısının artışının sürücülük mesleğinin ve otomobil kültürünün kadınlaşmasının bir belirtisi olup olmadığı sorusuna cevap aramaktadır. Makale üçü erkek olmak üzere orta sınıftan (akademisyen, öğretmen, doktor, psikolog) on yedi sürücüyle yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Türkiye’de otomobil günümüzde de statü, güç, saygınlık, rekabetçilik gibi yan anlamları olan bir nesnedir ve otomobille ilişkili mesleklerde de tarihsel olarak erkekler egemendir. Öte yandan kadınların yanlarında bir erkek olmadan kentte dolaşmasının normalleşmesi, toplumun önemli bir kesimi için görece yeni bir gelişmedir. Yakın tarihte, muhafazakâr/dindar orta sınıfların genişlemesi olgusu ise sürücü kadın sayısının artışını destekler görünmektedir. Yanı sıra, otomobil üreticilerinin pazarı genişletme stratejileri ve her kullanıcı tipine göre yeni modelleri üretme gayretleri, sürücü kadın sayısındaki artış eğilimini desteklemektedir. Ancak tüketicilerin çeşitliliğini dikkate alarak talep çeşitliliğine yetişmeye çalışan üretim ve satış stratejileri de ‘kadın arabası’ gibi cinsiyetçi klişeleri yeniden üretmede etkilidir.
This article’s aim is to understand the socio-historical factors behind sexist judgments against female drivers in Turkey, based on written and visual media, social media content with the theme of “female driver errors,” and everyday male conversations in which being a woman is equated with novice driving. The article seeks to answer whether the increase in the number of female drivers is a symptom of a feminization of the driving profession and automobile culture. It is based on interviews with seventeen middle-class drivers (academic, teacher, doctor, psychologist), three of whom were men. In Turkey, the automobile is still an object with connotations of status, power, prestige, and competitiveness, and historically men have been dominant in automobile-related professions. Meanwhile, the normalization of women walking around the city without a man is a relatively new development for a significant part of society. The recent expansion of conservative and/or religious middle classes seems to support the increase in the number of female drivers. Automobile manufacturers’ market-expansion strategies and efforts to produce new models for each type of user also support this trend. However, production and sales strategies that try to catch up with the diversity of demand by considering the diversity of consumers are also effective in reproducing sexist stereotypes, such as some car models being labeled as “women’s cars”.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 16, 2023 |
Submission Date | October 20, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 66 |