Bilinen en eski uygulamaları Eskiçağ medeniyetlerinde görülen müsadere, mülkiyet ve kişilik hakları ile ilgilidir. Devletin bir karşılık ödemeden kişinin mal veya emlâkini elinden almaya yönelik olan müsadere, caydırıcı bir ceza olarak görülebilir. Aslında, suçluyu te’dib etmek ve olası suçlardan caydırmak gibi nedenlerle yaptırım kararının verilmesi ve uygulanması sırasındaki etkenler, müeyyideyi keyfi bir hale getirirken müsadereyi Burcî Memlûklerinde sıkça uygulanan bir gelir kaynağı olma yoluna götürmüştür. Istılahi olarak müsadere, devlet adına yapılan bir te’dib aracı iken mevcut iktisadi kaostan menfaat sağlayan kişilerin güç ve zenginlik arayışına dönüşmüştür. İrtikâb ve iltimas ile beraber örneklerde sıkça gördüğümüz el koyma işlemi ahlâkî bir sorun olduğu gibi bu durum ayrıca iktisadî bir zafiyettir. Dönemin tanıklarının ifadesine göre; bu dönemde Mısır’ı ziyaret eden gayr-ı müslimler, Memlûk Emirlerinin dahi şehirde lüks bir hayat yaşadıklarını ve onların çok servete sahip olduklarını müşahede etmişlerdir. Memlûk kaynakları, tek bir Emir’in bile sıkıntılı bir hayat geçirdiğini zikretmemiş, sultan ve emirlerin servetlerinden ve onların debdebeli bir hayat yaşadıklarından bahsetmişlerdir. Vezirlerin, valilerin ve diğer devlet görevlilerinin tekrar tekrar aynı zenginliğe sahip olmaları tek bir gelire bağlanamaz. Küçük yaşta tahta geçen Ferec döneminde Memlûk Devleti bir yandan iktisadî bunalımlar, diğer yandan ümera arasındaki mücadele ve Timur’un Suriye’yi istilası gibi ciddi olaylarla karşılaşmıştır. İşte bu kargaşa ortamında devletin gelirlerini artırmaya yönelik ilk faaliyetler müsaderenin gelir kaynağı olarak uygulanması olarak görülmektedir. Memlûk kaynaklarına göre Burcî Memlûklerinde en fazla müsadere müeyyidesinin Sultan Berkûk, Ferec ve Kayıtbay dönemlerinde olduğu görülmektedir. Sultan Ferec, bütün saltanat döneminde Mısır ve Suriye’de otoritesini tesis etmek için mücadele etmiş ancak hem tahtını hem de hayatını çirkin bir şekilde kaybetmiştir. Berkûk dönemindeki müsadere uygulamalarını ayrı tutacak olursak onun dönemindeki bu müeyyidelerin bahsi geçen iç ve dış, siyasi-askeri çekişmelere bağlı olduğunu söyleyebiliriz.
The oldest known practices are related to confiscation, property and personality rights seen in ancient civilizations. Confiscation, which aims to take away the property or property of the state without paying any compensation, can be seen as a deterrent punishment. In fact, while the factors during the decision and implementation of the sanction decision for reasons such as detecting the criminal and deterring possible crimes made the sanction arbitrary, the confiscation became a frequently applied source of income in the Burji Mamluks. By definition, confiscation was an act on behalf of the state, but turned into a search for power and wealth by those who benefit from the current economic chaos. In addition to bribery and favoritism, seizure, which we often see in the examples, is a moral problem, and this is also an economic weakness. According to the testimony of the witnesses of the period; Non-Muslims who visited Egypt during this period observed that even the Mamluk Emirs lived a luxurious life in the city and that they had a lot of wealth. Mamluk writers did not mention that even a single Emir had a troubled life, but they talked about the wealth of the sultan and the emirs and that they lived a life of glory. The fact that viziers, governors and other government officials have the same wealth over and over cannot be attributed to a single income. In the period of Faraj, who took the throne at a young age, the Mamluk State faced serious events such as economic crises on the one hand, the struggle between the ümera and Timur's invasion of Syria. In this turbulent environment, the first activities of the state to increase revenues are seen as the implementation of confiscation as a source of income. According to the Mamluk sources, it is seen that the most confiscation sanctions in the Burji Mamluks were during the periods of Sultan Barquq, Faraj and Qaitbay. During his reign, Sultan Ferec struggled to establish his authority in Egypt and Syria, but lost both his throne and his life in an ugly way. If we keep the confiscation practices in the period of Barquq, we can say that these sanctions during his period were dependent on the aforementioned internal and external political-military conflicts.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 1 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE