This field study was conducted in face-to-face survey with 60 farm owners, having wrestling camels in Anatolia. According to the results, the average age for breeders, number of camels, duration of camel rearing and participation in camel wrestling were found to be 49.4±2.0 years, 2.5±0.6 head/farm, 18.9±1.9 years and 14.2±1.1 times/year, respectively. The total number of camels in these farms is 147 heads. The average land availability in the farm was determined as 74.0±12.7 decares. In the study, no statistically significant difference was found between the demographic features of breeders, place of residence, age, farm type and membership to breeder organizations, but significant differences were found between marriage status (p<0.05) and education levels (p<0.01). To the survey questions about aggressive behavior of camels, 5% of the breeders answered that camels showed aggressive behavior whereas 95% of respondents indicated no aggressive behavior were observed. The breeders stated that the reasons of aggressive behaviors of camels to people were due to grumpy character (21.7%), to mistreatment (76.7%) and to their reactions to those who are unfamiliar people (1.7%). Apart from that, the breeders’ participations in camel wrestling were because of entertainment (90.0%), of cultural behavior (6.7%) and of socializing (3.3%). In this respect, the age groups of breeders participating in camel wrestling were significantly different (p<0.05). From these answers, it can be deduced that camel breeding in Turkey was done for camel wrestling rather than products obtained from camels (meat, milk, leather, and etc.). Consequently, it is very important to provide for sustainability of camel wrestling in Turkey in terms of conserving camel germplasm and increase the number of camels. Due to the problems originating from global warming and climate change, camels may play more important role in meeting the needs of mankind compared to other species.
Bu saha çalışması Anadolu’da güreş devesi yetiştiren 60 işletme sahibi ile yüz yüze anket çalışması şeklinde yürütülmüştür. Değerlendirme sonuçlarına göre deve yetiştiricilerinin ortalama yaşları, deve sayısı, deve yetiştirme süresi ve deve güreşlerine katılma süresi sırasıyla 49.4±2.0 yıl, 2.5±0.6 baş/işletme, 18.9±1.9 yıl ve 14.2±1.1 kez/yıl olarak bulunmuştur. Bu işletmelerdeki toplam deve sayısı 147 baş’dır. İşletmelerde ortalama arazi varlığı ise 74.0±12.7 dekar olarak tespit edilmiştir. Çalışmada yetiştiricilerinin demografik özelliklerinden ikamet, yaş, işletme tipi ve yetiştirici örgütlerine üyelik özellikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmamasına karşın, medeni durum (p<0.05) ve eğitim düzeyleri arasında (p<0.01) anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Develerinin saldırganlıkları için yetiştiricilerin %5’i “evet” ve %95’i ise “hayır” cevabını vermişlerdir. Yetiştiriciler, develerin niçin saldırıda bulundukları konusunda ise, devenin huysuz karakterli oluşundan (%21.7), develere kötü davranılmasından (%76.7) ve develerin yabancı kişileri gördükleri zaman (%1.7) olduğunu belirtmişlerdir. Yetiştiriciler deve güreşlerine katılma nedenlerini eğlence (%90.0), kültürel davranış (%6.7) ve kaynaşma (%3.3) olarak ifade etmişlerdir. Bununla birlikte yetiştiricilerin yaş gruplarına göre deve güreşlerine katılma nedenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılığın olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Bu yanıtlardan Türkiye’de deve yetiştiriciliğinin develerden elde edilen ürünlerden (et, süt, deri, v.b.) ziyade; deve güreşleri için yapıldığı sonucuna varılabilir. Sonuç olarak, Türkiye’de deve türünün yaygınlaştırılması ve bu gen kaynaklarının korunması için deve güreşlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması önemlidir. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olası getireceği problemler nedeniyle insanların bazı temel ihtiyaçlarının karşılanmasında deve türü, diğer türlere göre daha önemli hale gelebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Zootechny (Other) |
Journal Section | Zootekni / Animal Science |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2022 |
Submission Date | January 14, 2022 |
Acceptance Date | April 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |