Edward Sapir has asserted that something existed as substance and concept in a society is reflected likewise in its language. Cultural and historical heritage is only transferred by language to further generations. Language is something like the encyclopaedia, or treasure, or dictionary of cultural contents. In order to understand the richness of a language, as it depends on that of culture to a great extent, it is necessary to study it carefully. Turkey, for instance, has carried the vestiges of East-Asian culture historically and linguistically. The three Turkish linguists and scientists, Prof. Dr. Sayılı, Prof. Dr. Aksan and Süer Erdem, agree mostly
on some of the criteria to prove the richness of language. The criteria are respectively:
Changes in language and culture can be considered natural. Nevertheless, the borrowed rules from other languages spoil the structure of the language in which it is applied in terms of reading, writing, pronunciation, morphology, phonetics and semantics. Such a fact brings the degeneration into a language. The recent borrowed words from European countries and mostly from English and rules seen in Turkish mar Turkish and causes degeneration.
Edward Sapir, “Toplumda madde ve kavram olarak var olan herşey dilde de vardır. Kültürel ve tarihi miras, ancak dil aracılığıyla yeni kuşaklara aktarılır. Dil, kültürel muhtevanın bir ansiklopedisi, hazinesi ya da sözlüğü gibidir.” der. Dil zenginliği, büyük oranda kültür zenginliğine dayandığı, onu yansıttığı için dili değerlendirirken kültürü de araştırmak gerekir. Örneğin tarih ve dil bakımlarından Türkiye, bir Doğu (Asya) kültürüdür. Prof. Dr. Sayılı, Prof. Dr. Aksan ve Erdem Süer gibi üç bilim adamı ve dilbilimci, genelde dil zenginliği konusunda sırasıyla şu ölçütleri vurguluyorlar: 1. Sözvarlığı zenginliği, 2. Kavram zenginliği, 3. Yazılı en eski eserlere sahip olma, 4. Geniş bir coğrafyada konuşuluyor olma. Dil ve kültürdeki değişmeler doğal sayılabilir; ancak başka dillerden sözcük alırken kurallarını da alıp kendi dilinde kullanma o dilin yapı, sesbilim, anlambilim, sesletim, yazım ve okuma kural ve geleneklerini bozar, dilde kargaşaya neden olduğu için de dilde yozlaşma başlar. Son yıllarda Türkçe’ye, Avrupa dilleri ve özellikle İngilizce’den çok sayıda giren yabancı sözcüklerinTürkçe’nin kurallarını sarstıkları ve dili yozlaştırmakta oldukları görülmüştür
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2005 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 1 Issue: 2 |