Neo-klasik yaklaşım, merkantilist görüşe karşı olarak liberal bir ekonomi üzerine ilerlemektedir. Ancak, 19.yy. ile başlayan süreç ve devamında Büyük Bunalım’la birçok kişi mal varlığını kaybederken önde gelen bankalar ve şirketler iflas etmiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak sorunları çözmek için
gerekli olan siyasi ve toplumsal bir gücün önemi vurgulanmıştır. Bu anlamda ekonomiye müdahale ederek birtakım regülatif eylemlerde bulunacak güç ise devlettir. Ekonomide devlet müdahalesini merkeze alan görüşlere karşıt olarak, devletin iktisadi süreçlerde belirleyici olmasını tehdit unsuru olarak gören ve piyasa süreçlerinin kendiliğinden serbestçe ilerleyişini savunan görüşler de vardır. Regülasyonun piyasadaki işlerliği kamu süreci teorisi ve kamu çıkarı teorisi olmak üzere temelde iki
teoriyle açıklanmıştır. Ancak bu teorilere karşı olmasına rağmen bir o kadar da onlardan beslenerek şekillenen yeni kurumsalcı teoriler ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki kamu süreci teorisi, Avusturya İktisat Okulu geleneğinin takipçileri tarafından, somut piyasaları açıklayabilmek amacıyla, neo-klasik fiyat teorisine alternatif olarak geliştirilmiştir. Kamu çıkarı teorisi ise, düzenlemelerin işletmelerin neden olabileceği piyasa aksaklıklarını kısıtlayarak tüketici çıkarlarına hizmet ettiğini varsaymaktadır.
Bu ikisi dışında kalan ve Ortodoks iktisat teorisine yönelttiği eleştirilerle yeni bir ekonomik açıklama ortaya koyan iktisadi modeller ise, yeni kurumsalcı teoriler olarak adlandırılmaktadır. Bu iktisadi akım, temelde bireylerden öte kurumları merkeze almaktadır.
Regülasyon Rekabet Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar Kamu Süreci Teorisi Yeni Kuramsalcı Teoriler
Neo-klasik yaklaşım, merkantilist görüşe karşı olarak liberal bir ekonomi üzerine ilerlemektedir. Ancak, 19.yy. ile başlayan süreç ve devamında Büyük Bunalım’la birçok kişi mal varlığını kaybederken önde gelen bankalar ve şirketler iflas etmiştir. Bu gelişmelerin sonucu olarak sorunları çözmek için gerekli olan siyasi ve toplumsal bir gücün önemi vurgulanmıştır. Bu anlamda ekonomiye müdahale ederek birtakım regülatif eylemlerde bulunacak güç ise devlettir. Ekonomide devlet müdahalesini merkeze alan görüşlere karşıt olarak, devletin iktisadi süreçlerde belirleyici olmasını tehdit unsuru olarak gören ve piyasa süreçlerinin kendiliğinden serbestçe ilerleyişini savunan görüşler de vardır. Regülasyonun piyasadaki işlerliği kamu süreci teorisi ve kamu çıkarı teorisi olmak üzere temelde iki teoriyle açıklanmıştır. Ancak bu teorilere karşı olmasına rağmen bir o kadar da onlardan beslenerek şekillenen yeni kurumsalcı teoriler ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki kamu süreci teorisi, Avusturya İktisat Okulu geleneğinin takipçileri tarafından, somut piyasaları açıklayabilmek amacıyla, neo-klasik fiyat teorisine alternatif olarak geliştirilmiştir. Kamu çıkarı teorisi ise, düzenlemelerin işletmelerin neden olabileceği piyasa aksaklıklarını kısıtlayarak tüketici çıkarlarına hizmet ettiğini varsaymaktadır. Bu ikisi dışında kalan ve Ortodoks iktisat teorisine yönelttiği eleştirilerle yeni bir ekonomik açıklama ortaya koyan iktisadi modeller ise, yeni kurumsalcı teoriler olarak adlandırılmaktadır. Bu iktisadi akım,
temelde bireylerden öte kurumları merkeze almaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Business Administration |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 23, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 2 |
Journal of Research in Economics is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0)
JORE is indexed in