Gerçek zamanla filmsel zamanın örtüştüğü uzun çekimler, aksiyon içermeyen durağan kadrajlar, yavaş kamera hareketleri ya da sabit kamera tercihi, minimal oyunculuk tarzı gibi unsurların katkıda bulunduğu yavaş bir tempoya sahip sanat filmleri, yavaş sinema başlığı altında gruplandırılır. Dramatik olan her şeyin reddi anlamına gelen dedramatizasyon, yavaş sinemanın en belirgin özelliklerinden biridir. Neden-sonuç ilişkisine dayalı klasik dramatik yapının reddedilerek sıradan, gündelik aktivitelerin betimlenmesi, karakterlerin sadece durup beklediği veya amaçsızca yürüdüğü ölü zamanlara yer verilmesi ve zamanı genişletip yayan uzun çekimler, yavaş filmlerin dramatik unsurlardan ve duygusallıktan arınmış minimalist üslubunun köşe taşlarını oluşturur. Bu çalışma, yavaş sinemada kullanılan dedramatizasyon stratejilerini örneklem olarak seçilen bir film özelinde incelemeyi hedeflemektedir. Ali Aydın’ın on sekiz yıl önce gözaltında kaybedilen oğlundan haber almaktan ümidini kesmeyen acılı bir babaya odaklanan ilk uzun metrajlı filmi Küf (2012), bu çalışma kapsamında örneklem olarak seçilmiştir. Bu seçimde Küf’ün temposunun yavaşlığı ve dramatik potansiyeli yüksek bir konuyu dramatikleştirmeden perdeye taşıması belirleyici olmuştur. Küf’ten amaçlı örnekleme tekniği kullanılarak seçilen sahneler biçemsel analiz yöntemiyle çözümlenmiş, çekimler uzunluk, çerçeveleme, kompozisyon, kamera hareketleri ve mizansen açısından incelemeye tabi tutulmuştur. Bu inceleme sonucunda uzun çekimler, ölü zamanlar, dramatik potansiyeli yüksek olayların dolaylı yoldan ele alınarak duygunun sönümlenmesi gibi yavaş sinemaya özgü dedramatizasyon stratejilerinin filmde bir kayıp babasının acısının dramatikleştirilmeden, duygusallıktan uzak bir şekilde perdeye yansıtılmasında önemli bir rol oynadığı görülmüştür.
Art-house films characterized by a slow pace facilitated by such factors as long takes where real time and cinematic time overlap, still frames devoid of action, slow-moving or fixed camera and a minimalist acting style are grouped under the heading slow cinema. A prominent characteristic of slow cinema is dedramatization, which means the rejection of everything dramatic. The rejection of classical dramatic structure based on cause-effect relationship, the depiction of ordinary, everyday activities, the proliferation of dead time where characters merely wait or walk pointlessly and long takes that stretch time, are the cornerstones of slow films’ minimalist style which is devoid of sentimental and dramatic elements. This study aims to analyse the dedramatization strategies employed in slow cinema with reference to a sample film. The film selected for analysis is Ali Aydın’s feature debut Mold (2012), which focuses on a grief-stricken father who has not given up hope of receiving news about his son who disappeared while under custody eighteen years ago. Mold’s slow pace as well as its portrayal of a subject matter with high dramatic potential in an undramatic manner have played a determining role in the film’s selection. Scenes from the film selected using purposive sampling technique are examined through the method of stylistic analysis and each shot is dissected in terms of its length, framing, composition, camera movements and mise-en-scene. Thus, it is demonstrated that dedramatization strategies characteristic of slow cinema such as long takes, dead time and treating events with high dramatic potential in an oblique fashion to suppress emotion play an important role in the film’s portrayal of a father’s grief without recourse to dramatization or sentimentality.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Radio-Television, Communication and Media Studies (Other) |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | May 9, 2025 |
| Acceptance Date | September 18, 2025 |
| Publication Date | December 25, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 18 Issue: Sinema Özel Sayısı |