Çocuk yaşta evlilik olarak da adlandırılan erken yaşta evlilik, dünyanın birçok ülkesinde hâlâ yaygın bir sosyal sorundur. Dünyadaki milyonlarca kız çocuğu henüz reşit olmadan evlendirilmiştir. Bu olgu, kız çocuklarının evlilik hakkında bilinçli kararlar vermek, evliliğin ve ailenin sorumluluğunu taşıyabilmek ve çocuk doğurmak için gereken fiziksel, duygusal ve psikolojik olgunluğa erişmeden, 18 yaşın altında evlendirilmeleridir. Sosyal krizlerle kendisini yeniden gösteren bu sorun bireyler üzerinde eğitimden mahrum kalma, sağlık riskleri, duygusal ve psikolojik zorluklar, özgüven ve temsiliyet sorunu ve aile içi şiddete karşı artan kırılganlık gibi potansiyel olumsuz etkiler bırakmaktadır. Dolayısıyla erken yaşta evlilik olgusu aynı zamanda bireylerin çocukluğundan ve geleceğinden mahrum bırakılmasını da içermektedir. 2015-2018 yılları arasında 18 yaşın altında evlilik yapmış olan 18- 60 yaş arası 25 kadın ile Gaziantep’te derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilen bu nitel araştırma, çocuk yaşta evlilik olgusunun nedenlerini ve bu uygulamaya maruz kalan kadınlar üzerinde yaşam boyu sürdüğü gözlemlenen ağır bedensel, duygusal ve sosyal etkileri ortaya koymaktadır. Çalışma birçok kız çocuğunun, ataerkil geleneklerden beslenen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yol açan sosyal, kültürel ve ekonomik faktörler nedeniyle genç yaşta evliliğe itildiğini; yasaların uyumsuzluğu ve uygulamadaki aksaklıkların yanı sıra olumlayıcı kültürel bakış açısının çocuk yaşta evliliği çözülmesi zor bir sorun hâline getirdiğini tespit etmektedir. Çalışma, çocuk yaşta evliliğin kız çocuklarına yönelik bir “şiddet” biçimi, insan ve “çocuk hakları ihlali” olduğunu, dolayısıyla “normal” kabul edilemeyeceğini, kadınların eşitsiz konumunu pekiştiren bir uygulama olduğunu ortaya koyarak Türkiye’de ve dünyada bu olgunun bir sorun olarak anlaşılması ve çözümüne yönelik bir farkındalık yaratılması yönünde verilen çabalara ve yapılan çalışmalara bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
-
-
Bu makalenin araştırılması, yazımı ve yayını süreçlerinde desteklerini ve fikirlerini sunan tüm katılımcılara ve akademisyenlere teşekkürlerimi sunarım.
Early marriage, commonly referred to as child marriage, is still a prevalent social issue in many countries throughout the world. Millions of girls around the world have been subjected to underage marriage. This phenomenon is the marriage of girls under the age of 18, before they have the physical, emotional, and psychological maturity to make informed decisions about marriage, to shoulder the responsibilities of marriage and family, and to bear children. This problem, which manifests itself repeatedly with social crises, has lifelong detrimental impacts on women, including a lack of education, health risks, emotional and psychological difficulties, low self-esteem, a lack of empowerment, and increased vulnerability to domestic violence. Therefore, the phenomenon of early marriage also involves depriving individuals of their childhood and future. This qualitative research, which was conducted between 2015 and 2018 in the Gaziantep province through in-depth interviews with 25 women between the ages of 18 and 60 who were married under the age of 18, explores the causes of child marriage and its destructive and lifelong physical, emotional and social effects on women who are subjected to this practice. The study finds that many girls are pushed into marriage at a young age due to social, cultural, and economic factors that lead to gender inequality fueled by patriarchal traditions, and that the inconsistency of laws and failures in implementation, as well as an affirmative cultural perspective, make child marriage a difficult problem to solve. The study, demonstrating that child marriage is a form of "violence" against girls, a violation of human and ‘children's rights’, and therefore cannot be accepted as ‘normal’ and is a practice that reinforces the unequal position of women, aims to contribute to the efforts and studies in Turkey and around the world to understand this phenomenon as a problem and to raise awareness for its solution.
-
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology of Gender, Sociology of Culture, Sociology of Health |
Journal Section | Sociology |
Authors | |
Project Number | - |
Publication Date | October 20, 2023 |
Submission Date | June 16, 2023 |
Acceptance Date | September 5, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 22 Issue: 4 |