Şüphe ve eleştiri günlük dildeki negatif anlamlarının ötesinde felsefi anlamda doğru akıl yürütmenin önemli uğrakları olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Doğru akıl yürütmek ise doğru bilgi için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bununla birlikte bilme edimini kişiye ait tecrübeler, önyargılar, içinde bulunulan fiziki ve psikolojik durum vb. faktörlerden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Birçok filozof bilgi nesneleri ile öznel algının aynı şey olmadığına dikkat çekmeye çalışmıştır. Buna göre gerçeklik ve algı arasındaki farklılık konusunun, temel felsefi bir problem olduğu anlaşılmaktadır. “Kirli bir camdan dışarı bakan birinin her şeyi kirli görmesi” misali bakış açılarına göre insanların gördükleri şeyler farklılaşmaktadır. Diğer taraftan bilen özne olarak kişinin içinde bulunduğu duygu durumu bilme süreçlerini doğrudan etkilemektedir. Alışkanlıklar, geleneksel yargılar, ben-merkezcilik vb. birçok duygu ögesi dış dünyanın algılanmasına etki etmektedir. Bununla birlikte kişinin dış dünyayı bilmesini doğrudan etkileyen söz konusu süreçlerin belirlenmesi ve ayıklanması bakımından “şüphe” önemli bir enstrüman olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte sağlıklı ve itidalli bir şüphecilik, filozoflar için yol gösterici mahiyette olacaktır. Söz konusu şüphe gerektiren durumlarda başvurulması gereken diğer yöntemin eleştirel düşünme olduğunu ifade edebiliriz. Eleştirel düşünmek belli bir bilginin/konunun doğruluğunu denetlemek anlamına gelmektedir. Böylelikle doğru ve yanlışın ayırt edilmesi mümkün olabilecektir. Söz konusu analiz/çözümleme süreçlerinden ortaya çıkan bulgular çerçevesinde senteze başvurarak doğru bilginin inşası mümkün olacaktır.
-
-
-
-
Şüphe ve eleştiri günlük dildeki negatif anlamlarının ötesinde felsefi anlamda doğru akıl yürütmenin önemli uğrakları olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Doğru akıl yürütmek ise doğru bilgi için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bununla birlikte bilme edimini kişiye ait tecrübeler, önyargılar, içinde bulunulan fiziki ve psikolojik durum vb. faktörlerden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Birçok filozof bilgi nesneleri ile öznel algının aynı şey olmadığına dikkat çekmeye çalışmıştır. Buna göre gerçeklik ve algı arasındaki farklılık konusunun, temel felsefi bir problem olduğu anlaşılmaktadır. “Kirli bir camdan dışarı bakan birinin her şeyi kirli görmesi” misali bakış açılarına göre insanların gördükleri şeyler farklılaşmaktadır. Diğer taraftan bilen özne olarak kişinin içinde bulunduğu duygu durumu bilme süreçlerini doğrudan etkilemektedir. Alışkanlıklar, geleneksel yargılar, ben-merkezcilik vb. birçok duygu ögesi dış dünyanın algılanmasına etki etmektedir. Bununla birlikte kişinin dış dünyayı bilmesini doğrudan etkileyen söz konusu süreçlerin belirlenmesi ve ayıklanması bakımından “şüphe” önemli bir enstrüman olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte sağlıklı ve itidalli bir şüphecilik, filozoflar için yol gösterici mahiyette olacaktır. Söz konusu şüphe gerektiren durumlarda başvurulması gereken diğer yöntemin eleştirel düşünme olduğunu ifade edebiliriz. Eleştirel düşünmek belli bir bilginin/konunun doğruluğunu denetlemek anlamına gelmektedir. Böylelikle doğru ve yanlışın ayırt edilmesi mümkün olabilecektir. Söz konusu analiz/çözümleme süreçlerinden ortaya çıkan bulgular çerçevesinde senteze başvurarak doğru bilginin inşası mümkün olacaktır.
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Antropoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 17 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |