Divan literature, one of the longest-running periods of Turkish literature, continues to influence and nourish literature, which has been developing since the 19th century and is called the period of innovation. In particular, he continued to shape even the innovation movements that emerged at the end of the century, and although he completed his life, he made his influence felt for a long time. Aside from the consideration of similar issues in this period, even the forms and measure of classical poetry poetry continued for a long time, although it was not widespread, examples continued to be written. Since the acceptance of Islam, it can be said that the most frequently addressed content has been religion and Sufism. From the 11th century onwards, a significant portion of the texts written have had religious content, and works have continued to be produced on topics such as the love of God, love for the prophet, the transience of the world, and the theory of the unity of existence (wahdat al-wujud). This content has persisted to the present day, with the same themes being explored in different poetic forms across various periods. Masnavi’s, which can be said to have been quite popular until the 17th century, have gradually fallen out of favor since this period, along with the 20th century. even a few samples have been brought to the body even in the century. One of the important names who gave works on religious subjects in the form of mesnvi nazim during the Republican period is Hasan Âli Yücel. In addition to his political, educational and reformist aspects, Yücel is known to have a high-level literary personality; in addition to his academic and political studies, he has also produced important works in the fields of poetry and prose. Having grown up in an environment that deals with poetry, literature and art, Hasan Âli Yücel has felt a great affinity for poetry all his life. He had a great affection for classical poets such as Mevlana, Yunus Emre, Fuzuli and contemporary personalities such as Rıza Tevfik, Yahya Kemal, Ahmed Haşim, Ziya Gökalp. Hasan Âli Yücel's most intense and successful work from a sufi point of view is his masnavi Allah Bir, published in 1961 after his death. The work is of great importance both in terms of content and form, as it is a very rare example compared to the period in which it was written, and in terms of reflecting the poet's views on religion and sufism. Although the work consisting of 257 couplets was written in the form of masnavi verse, it differs in that it does not include the sections found in classical masnavi. From the first couplet, the poet moved on to the subject, and after a short introduction about the proofs of the existence and unity of Allah, he touched upon the reason for writing the work, the emptiness of the world and the invention of Allah. Then comes the belief in Allah, the relationship between reason and religion, the praise of the prophet Muhammad and the Qur’an. After the chapter in which creation is discussed from a sufi point of view and death is explained with the belief in monotheism within the framework of Mansur, it is explained that monotheism makes a person free and that he himself reaches this freedom. Especially the fact that the issues related to faith are explained with reason also adds a value to the work. Considering the period in which it was written and the identity of the poet who wrote it, Allah Bir; it can be valued as one of the interesting works of literary history both in terms of its content, style of utterance and form of verse. In the work written after a period of political struggles, it is understood that the poet was overwhelmed by these worldly ambitions and was looking for a place of refuge. In this study, Hasan Âli Yücel’s masnavi Allah Bir was considered and the work was examined in detail, especially in terms of religious-sufi content. Thus, it is aimed to introduce the masnavi, which was written in the genre of tawhid verse in the 20th century.
Türk edebiyatının en uzun soluklu dönemlerinden olan divan edebiyatı, 19. yüzyıldan bugüne kadar gelişen ve yenileşme dönemi olarak adlandırılan edebiyatı etkilemeye ve beslemeye devam etmektedir. Özellikle yüzyılın sonlarında ortaya çıkan yenilik hareketlerini dahi şekillendirmeye devam etmiş, kendisi ömrünü tamamlamasına rağmen etkisini uzun müddet hissettirmiştir. Benzer konuların bu dönemde de ele alınması bir yana klasik şiir nazım şekilleri ve ölçüsü uzun süre devam etmiş, yaygın olmamakla birlikte örnekleri kaleme alınmayı sürdürmüştür. İslamiyet’in kabulünden itibaren en çok ele alınan muhtevanın din ve tasavvuf olduğu söylenebilir. 11. yüzyıldan itibaren kaleme alınan metinlerin önemli bir kısmının dinî içerikli olduğu ve Allah aşkı, peygamber sevgisi, dünyanın geçiciliği, vahdet-i vücut nazariyesi gibi konularda eserleri verilmeye devam edildiği görülmektedir. Bu muhteva bugüne kadar devam etmiş, farklı dönemlerde farklı nazım şekilleriyle aynı konular işlenmeyi sürdürmüştür. Bu metinlerin oluşmasında tercih edilen nazım biçimlerinden biri de mesnevidir. 17. yüzyıla kadar oldukça rağbet gördüğü söylenebilecek olan mesnevilerin 19 ve 20. yüzyıllarda da örneklerine rastlanmıştır. Cumhuriyet döneminde mesnevi nazım şekliyle dinî konularda eser veren önemli isimlerden biri de Hasan Âli Yücel’dir. Yücel’in siyasi, eğitimci ve reformcu yönlerinin yanı sıra yüksek seviyeli bir edebî kişiliğe sahip olduğu; akademik ve politik çalışmalarının haricinde şiir ve nesir alanlarında da önemli eserler vücuda getirdiği bilinmektedir. Şiir, edebiyat ve sanatla iştigal eden bir çevrede yetişmiş olan Hasan Âli Yücel, tüm ömrünce şiire büyük bir yakınlık hissetmiştir. Mevlânâ, Yunus Emre, Fuzûlî gibi klasik şairler ile ve Rıza Tevfik, Yahya Kemal, Ahmed Haşim, Ziya Gökalp gibi çağdaşı şahsiyetlere büyük muhabbet duymuştur. Edebî kişiliğini ise daha çok küçük yaşlardan itibaren içerisinde bulunduğu tasavvuf kültürünün şekillendirdiği ifade edilebilir. Tüm ailesinin tarikat ehli olması ve özellikle babasının Mevleviliğe gönülden bağlı bir neyzen olması tüm hayatını bu şekilde yönlendirmesine vesile olmuş, küçük yaşlardan itibaren Yenikapı Mevlevihanesi’nde ayinlere katılmıştır. Çocuk şiirleri, siyasi hayatına dair anılarını anlattığı manzumeleri, millet ve kahramanlık temalarını ele aldığı nazımları olsa da edebî açıdan ön plana çıkan eserleri bu tasavvuf kimliği ile kaleme aldığı şiirleridir. Hasan Âli Yücel’in tasavvufi açıdan yoğun ve başarılı eseri ise kendisinin vefatından sonra 1961’de yayımlanan Allah Bir adlı mesnevisidir. Eser hem içerik ve şekil açısından kaleme alındığı döneme göre oldukça nadir bir örnek olması hem de şairin din ve tasavvufa dair görüşlerini yansıtması açısından büyük önem arz etmektedir. 257 beyitten oluşan eser mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmış olsa da klasik mesnevilerde bulunan bölümleri içermemesi yönüyle farklılık arz etmektedir. İlk beyitten itibaren şair konuya geçmiş, Allah’ın varlığı ve birliğinin delilleri ile ilgili kısa bir girişin ardından eserin yazılış sebebi, dünyanın boşluğu ve Allah’ı buluş hususuna değinmiştir. Daha sonra Allah’a iman, akıl ve din arasındaki ilişki, Hz. Muhammed ve Kur’ân-ı Kerîm’in övgüsü gelmektedir. Tasavvufi açıdan yaratılış, tevhid inancı ile ölümün izah edildiği bölümün ardından tevhidin insanı özgür kılması anlatılmıştır. Özellikle imanla alakalı hususların akılla izah edilmiş olması esere ayrı bir değer katmaktadır. Yazıldığı dönem ve kaleme alan şairin kimliği göz önünde bulundurulduğunda Allah Bir, hem muhtevası hem söyleyiş tarzı hem de nazım şekli açısından edebiyat tarihinin ilginç eserlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Siyasi mücadelelerle geçen bir devrin ardından kaleme alınan eserde şairin bu dünyevi hırslardan bunaldığı ve sığınacak bir yer aradığı söylenebilir. Bu çalışmada Hasan Âli Yücel’in Allah Bir adlı mesnevisi ele alınmış, eser özellikle dinî-tasavvufî muhteva açısından ayrıntılı olarak incelenmiştir. Böylece 20. yüzyılda tevhid nazım türünde yazılmış olan mesnevinin tanıtılması hedeflenmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Fine-Arts in Turkish Islamic Art |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | February 29, 2024 |
Acceptance Date | June 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |