From the first person, Prophet Adam to the last Prophet Muhammad, in the historical period Allah the Almighty has sent prophets and books to guide people on the
right path. Prophets chosen by Allah from among their own peoples, some people
believed and supported them, while others did not believe in them. Although the
word Ummah has different meanings in the Qur’an, it is mostly used for people who
believe in prophets. It is emphasized in the Qur’an that believers are brothers, and
they are ordered to unite in common points, instead of competing with each other,
in order to preserve this brotherhood. However, while some Muslims have been
preparing the ground for the disintegration of the Ummah from a nationalist / racist
perspective, some have become sectarianism by moving up the sect with violence
and seeing their sect as the most correct and marginalizing others. The separatist elements similar to these weaken the Islamic Ummah in the face of imperialist forces,
and eliminate the unity of the Ummah that should be there. The way to get rid of
these troubles is that Muslims approach each other with love and tolerance, and act
with the awareness that they are brothers and sisters in Islam. Instead of a discriminating language, they should use a unifying and an embracing style.
Hz. Âdem’den itibaren, son peygamber Hz. Muhammed’e kadar geçen tarihi süreçte,
Yüce Allah, insanlara doğru yolu göstermesi için peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Kendi kavmi içerisinden Allah tarafından seçilen peygamberlere, toplumun
bir kısmı inanmış ve ona destek olmuşken, bir kısmı da inanmayarak onun karşısında yer almıştır. Ümmet kelimesi, Kur’an’da farklı anlamlar ifade etse de en çok
peygamberlere inanan insanlar için kullanılmaktadır. Kur’an’da inanan insanların
kardeş olduğu vurgulanmakta, bu kardeşliği korumak için birbirleriyle çekişmek
yerine ortak noktalarda birleşmeleri emredilmektedir. Ancak tarihten günümüze
kadar bazı Müslümanlar, ulusalcı / ırkçı bir bakış açısıyla ümmetin parçalanmasına
zemin hazırlarken, bazıları da mezhebi taassupla hareket ederek kendi mezhebini en
doğru görüp diğerlerini ötekileştirmek suretiyle ayrıştırmaktadırlar. Bu ve benzeri
ayrıştırıcı unsurlar, İslam ümmetini, emperyalist güçler karşısında zayıflatmakta,
olması gereken ümmet birliğini ortadan kaldırmaktadır. Bu sıkıntılardan kurtulmanın yolu, Müslümanların birbirlerine karşı sevgiyle, hoşgörü ile yaklaşmaları ve
kardeş oldukları bilinciyle hareket etmeleridir. Ayrıştırıcı bir dil yerine, birleştirici
bir üslupla hareket etmeleri gerekmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 6 Issue: 11 |