Migration, a social phenomenon that has persisted throughout history, is a social phenomenon that compels people to move from one place to another due to voluntary or involuntary reasons. The migration process alters socio-cultural and economic relationships between migrants and the host community, leading to the establishment of new networks. One of the primary reasons for migration is large-scale conflicts such as wars. In recent times, most migration movements have emerged due to ongoing conflicts and instability in the Middle East, particularly in Syria since 2011. As a result of the internal conflict in Syria, millions of Syrians have been forced to migrate, with nearly four million seeking refuge in Türkiye. One of the cities that has experienced intense migration is Kilis. Türkiye has provided social services such as security, shelter, food, healthcare, and education to these migrants in border regions through camps or tent cities. Social services are of great importance in meeting and monitoring such needs of Syrians. Social services address situations that cause individuals or communities to lose their physical, mental, social or economic functionality, while also striving to help them achieve well-being. According to the International Federation of Social Workers, social work is not just a profession but also a discipline that promotes social cohesion and empowers individuals. Therefore, while aiming to enhance functionality, social work also prioritizes social cohesion. Due to the increasing number of Syrians migrating to our country and the insufficiency of resources, Syrians have been granted permission to enter cities, where various social services continue to be provided. This study aims to assess the perception of social services among Syrians under temporary protection residing in Kilis and examine their views on social service providers and the local community. The study employs a mixed-method approach, integrating both quantitative and qualitative data analysis methods and techniques. For the quantitative aspect, a survey model was implemented in the field, where 150 participants completed a voluntary questionnaire consisting of 19 questions. The responses were analyzed using SPSS software, and the findings are presented in tables within the results section of the study. Qualitative data were collected through in-depth interviews conducted using semi-structured interview questions with 10 randomly selected Syrian participants among the 150 participants. The research findings indicate that Syrians are aware of and utilize the social services provided to them, expressing satisfaction with the services. However, it was observed that while Syrians are satisfied with the services provided, the local community harbors discomfort regarding the services extended to Syrians. Syrians perceive the social services provided in Türkiye as adequate and believe that services would be more efficient and effective if provided by the government. Syrians expressed a desire to benefit from social services as rightful beneficiaries and perceived employment-related social services to be more efficient and effective. Syrian participants highlighted problems such as the high cost of goods and services in Türkiye, inadequate income for sustenance, the difficulty of learning Turkish in Türkiye, and the restrictive conditions for travelling from one city to another as Syrians. Language barriers resulting from the complexity and pace of the Turkish language learning process for Syrians under temporary protection lead to communication difficulties, hindering better interaction between Syrians and the local community. Additionally, cultural differences can lead to a lack of understanding and sometimes prejudice. Syrians emphasized that efforts to establish better relations with the local community are based on these differences and underscored the need for more awareness and education in this regard. Syrians approach the social services provided in Türkiye positively but encounter challenges such as difficulties in integration with the local community and communication gaps. These findings underscore the importance of promoting better integration policies and cultural understanding for Syrians under temporary protection.
Göç tarih boyunca canlılığını koruyan, gönüllü veya zorunlu sebeplerle insanları bir yerden başka bir yere gitmeye iten sosyal bir olgudur. Göç olgusu göç eden insanlar ile göç edilen yerdeki insanlar arasında sosyokültürel ve ekonomik ilişkileri değiştiren ve yeni bir ilişki ağının kurulmasını sağlayan bir süreçtir. Göçün temel nedenlerinden biri, savaş gibi büyük çaplı çatışmalardır. Köken ülkede veya belirli bölgelerdeki çatışmalar, barış ortamının kaybolmasına ve böylece göç olayının gerçekleşmesine yol açabilir. Son dönemdeki göç hareketlerinin çoğu, Orta Doğu'da yaşanan ve devam eden iç savaşlar, karışıklıklar ve istikrarsızlıklar nedeniyle ortaya çıkmıştır. Suriye’de 2011 yılından beri sürmekte olan iç savaş sebebiyle insanlar göç etmek zorunda kalmış ve dört milyona yakın Suriyeli Türkiye topraklarına sığınmıştır. Bu doğrultuda yoğun göç alan illerden birisi de Kilis’tir. Türkiye göç eden bu insanlara güvenlik, barınma, gıda, sağlık ve eğitim gibi sosyal hizmetleri sınır bölgelerindeki kamp veya çadır kentlerde sunmuştur. Suriyelilerin bu tür ihtiyaçlarını karşılamak ve takip etmek açısından sosyal hizmetler büyük bir öneme sahiptir. Sosyal hizmet, bireylerin veya toplulukların fiziksel, zihinsel, sosyal ya da ekonomik işlevselliklerini kaybetmelerine neden olan durumları ele alırken, aynı zamanda onların iyilik haline ulaşmaları için çaba gösterir. Uluslararası Sosyal Hizmet Çalışanları Federasyonu’na göre sosyal hizmet, yalnızca bir meslek değil; sosyal uyumu teşvik eden ve insanları güçlendiren bir disiplindir. Dolayısıyla sosyal hizmet, işlevselliği artırmayı amaçlarken aynı zamanda sosyal uyumu önceler. Ülkemize göç eden Suriyeli sayısının artması ve imkânların yetersiz kalması nedeniyle, geçici koruma altındaki Suriyelilere şehirlere giriş izni verilmiş ve şehirlerde çeşitli sosyal hizmetler sunulmaya devam edilmiştir. Bu çalışmanın amacı Kilis ilinde ikamet eden geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin sosyal hizmet konusundaki algısını ölçmek ve bu ölçüm neticesinde Suriyelilerin sosyal hizmet sağlayıcılara ve yerel halka olan bakışını incelemektir. Araştırmada hem nicel hem nitel veri analizi tekniklerine yer verilmiş olup karma yöntem kullanılmıştır. Sahada nicel araştırma yöntemi olan tarama modeli kullanılmış ve katılımcılara anket tekniği uygulanmıştır. Buna yönelik olarak 19 soruluk gönüllü katılımcı formu oluşturulmuş ve 150 katılımcıya ulaşılmıştır. Katılımcıların vermiş olduğu cevaplar SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiş ve analizlerin sonuçları çalışmanın bulgular kısmında tablolar halinde sunulmuştur. Nitel veriler ise yarı yapılandırılmış görüşme formu soruları aracılığı ile görüşmeler yapılarak toplanmış ve bu kapsamda 150 katılımcı arasından rastgele seçilen 10 Suriyeli katılımcı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda Suriyelilere sağlanan sosyal hizmetlerin Suriyeliler tarafından bilindiği ve kullanıldığı, sunulan sosyal hizmetlerden memnuniyet duydukları ancak Suriyeli bakış açısıyla yerel halkın Suriyelilere verilen sosyal hizmetlerden rahatsızlık duyduğu tespit edilmiştir. Suriyelilerin Türkiye’deki verilen sosyal hizmetleri yeterli bulduğu ve sosyal hizmetlerin devlet tarafından verildiğinde daha verimli ve etkili olacağını düşündüğü görülmüştür. Suriyelilerin Türkiye’de sunulan sosyal hizmetlerden hak sahibi olarak faydalanmak istedikleri ve iş bulma konusunda sağlanan sosyal hizmetleri daha verimli ve etkili olarak gördükleri saptanmıştır. Suriyeli katılımcılar, Türkiye’deki mal ve hizmetlerin pahalılığından dolayı problem yaşadıklarını, kazanılan paranın geçinmeye yetmediğini, Türkiye’deki sosyal yardımların iyi olduğunu, geçimin yardımsız zorlaşacağını, Türkiye’de Türkçe öğreniminin zor olduğunu, bir ilden başka bir ile Suriyeli olarak seyahat etmenin belli şartlara bağlı olduğunu ve bu şartların zorlayıcı olduğunu ifade etmişlerdir. Katılımcılar, yerel halkla olan uyumsuzlukların temel nedeninin dil ve kültürel farklılıklar olduğunu düşünmektedirler. Dil bariyerleri, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin Türkçe öğrenme sürecinin karmaşıklığı ve hızı nedeniyle iletişim zorluklarına yol açmaktadır. Bu durum, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin yerel halkla daha iyi etkileşim kurmalarını engelleyebilmektedir. Ayrıca, kültürel farklılıklar da anlayış eksikliğine ve bazen önyargılara yol açabilmektedir. Suriyeliler, yerel halkla daha iyi ilişkiler kurabilme çabalarının bu farklılıklara dayandığını ve bu konuda daha fazla bilinçlendirme ve eğitim gerektiğini vurgulamışlardır. Suriyeli katılımcılar Türkiye'de sunulan sosyal hizmetlere olumlu bir şekilde yaklaşmaktadır, ancak yerel halkla uyumsuzluklar ve iletişim eksiklikleri gibi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bu sonuçlar, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilere yönelik daha iyi entegrasyon politikalarının ve kültürel anlayışın teşvik edilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology (Other) |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | February 10, 2024 |
Acceptance Date | November 12, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 2 |