The official correspondence dealing with the state's communication process and confidential matters operated throughout Islamic history under names such as dîvânü'r-resâil or dîvânü'l-inshâ, serving as an important state institution. The need for communication within the state naturally led to the establishment of this institution. Matters related to security and confidentiality were also directly connected to this institution. Founded by the Prophet Muhammad, this institution became an indispensable structure for every state. This study examines the institutionalization process of dîvânü'l-inshâ and the scribes appointed in the Muslim Andalusian states that ruled the Iberian Peninsula for approximately eight centuries. The official letters written in this dîvân are considered one of the primary sources of Islamic history and are also regarded as literary works reflecting the linguistic characteristics of the Andalusian period in terms of Arabic language and literature. Therefore, these letters are important sources for both Islamic history and Arabic literature. The Andalusian Islamic states, which began with the conquest of Andalusia and ended with the fall of Granada, needed the dîvânü'l-inshâ institution to conduct the communication mechanism of the state in a reliable and effective manner. The Umayyads transferred their experience in the East to the Iberian Peninsula as the Andalusian Umayyads, and over time, this institution became one of the most significant structures of the state. The scribes played an essential role in the functioning of this institution and served as the most qualified officials of the state. The scribes, who were entrusted with the secrets of the caliph, were selected from among trustworthy individuals with knowledge and culture, and some of them were also given the duty of vizier in addition to the position of scribe. State leaders especially preferred individuals who stood out in poetry and literature as scribes. Andalusia did not possess an institutional identity during the period of conquest and the governors appointed by the Eastern Umayyads, as it was not an independent state. During this time, commanders and governors used their own means or the scribes assigned to them to establish communication. The letters written during the period of conquest and governors were composed solely for communication purposes and did not have any literary intentions. With the establishment of an independent state by the Andalusian Umayyads, correspondence became institutionalized, and this structure was maintained by subsequent states. The Andalusian Umayyad leaders sometimes appointed one, and sometimes more than one, scribe to fulfill the duty of writing. After the fragmentation of the Andalusian Umayyads, several small states emerged, each with its own administrative system. These states also employed prominent scribes to ensure communication. The leaders attempted to attract significant scribes to their sides, offering them praise and favors in order to elevate their own states and gain superiority over others. It is also observed that some scribes served under different states. During the periods of the Almoravids, Almohads, and Nasrids, the scribal office continued to serve as an important state institution, and famous poets also undertook this duty. The Andalusian scribes were influenced by prominent scribes in the East, such as Abdulhamid al-Katib, and paid attention to style in their letters, making use of the Qur'an, hadith, proverbs, and idioms to produce impactful letters. Consequently, the letters that facilitated state communication did not remain solely as communication tools but also gained literary value as documents. As a result of this research, it can be concluded that the dîvânü'l-inshâ in Andalusia underwent a process of formation and development, and that the style of correspondence evolved over time from being merely a means of communication to becoming literary works. The scribes chosen for this institution stood out in terms of language and culture. While the language of the letters was initially simple, as the state grew stronger, the simplicity diminished, and attention was given to the structure of introduction, development, and conclusion in the letters. Features such as starting with "basmala," extending the "hamdala," including supplications, and ending with salutations were the main structural characteristics of the letters. Additionally, interspersing poetry within the letters was frequently observed. The length of the letters varied according to the content of the subject. It can also be said that special attention was given to style in the letters written by the scribes. The research aimed to present the historical formation of the dîvânü'r-resâil (dîvânü'l-inshâ) in the Andalusian lands.
Devletin haberleşme işleyişini ve gizli işlerini ele alan resmî yazışmalar, dîvânü’r-resâil ya da dîvânü’l-inşâ adı altında İslam tarihi boyunca önemli bir devlet kurumu olarak faaliyet göstermiştir. Devletin haberleşme ihtiyacı, bu kurumun doğal olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Devletle ilgili güvenlik ve gizlilik gerektiren konular da doğrudan bu kurumu ilgilendirmiştir. Hz. Peygamber tarafından temelleri atılan bu kurum, her devlet için vazgeçilmez bir yapı haline gelmiştir. Bu araştırma, İber Yarımadası'nda yaklaşık sekiz asır hüküm süren Müslüman Endülüs devletlerinde dîvânü’l-inşâ’nın kurumsallaşma sürecini ve göreve getirilen kâtipleri incelemektedir. Bu dîvânda yazılan resmî mektuplar, hem İslam tarihinin temel kaynaklarından biri olarak kabul edilmekte hem de Arap dili ve edebiyatı açısından Endülüs döneminin dil özelliklerini yansıtan edebî eserler olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu mektuplar, hem İslam tarihi hem de Arap dili edebiyatı için önemli birer kaynaktır. Endülüs’ün fethi ile başlayıp Gırnata'nın (Granada) düşüşüyle sona eren Endülüs İslam devletleri, haberleşme mekanizmasını güvenilir ve sağlıklı bir şekilde yürütmek için dîvânü’l-inşâ kurumuna ihtiyaç duymuştur. Emevîler, Doğu'daki tecrübelerini Endülüs Emevîleri olarak İber Yarımadası'na taşımış ve zamanla bu kurum devletin en önemli yapılarından biri haline gelmiştir. Bu kurumun işleyişinde kâtipler önemli bir rol üstlenmiş ve devletin en yetkin memurları olarak görev yapmışlardır. Halifenin sırdaşı olan kâtipler, ilim ve kültür açısından donanımlı, güvenilir kişiler arasından seçilmiş ve bazılarına kâtiplik görevinin yanı sıra vezirlik de verilmiştir. Devlet yöneticileri, özellikle şiir ve edebiyat alanında öne çıkan kişileri kâtip olarak tercih etmişlerdir. Endülüs, fetih ve Doğu Emevîlerine bağlı valiler döneminde müstakil bir devlet olmadığı için bu dönemde kurumsal bir kimlik kazanmamıştır. Bu dönemde komutanlar ve valiler, kendi imkânlarıyla ya da kendilerine tahsis edilen kâtiplerle iletişimi sağlamışlardır. Fetih ve valiler döneminde yazılan yazışmalar yalnızca haberleşme amacıyla yapılmış olup edebî bir amaç güdülmemiştir. Endülüs Emevîlerinin bağımsız bir devlet kurmasıyla yazışmalar kurumsallaşmış ve bu yapı sonraki devletler tarafından da sürdürülmüştür. Endülüs Emevî liderleri, kitabet görevini yürütmek amacıyla bazen bir, bazen de birden fazla kâtip atamışlardır. Endülüs Emevîlerinden sonra parçalanan Endülüs'te birçok küçük devlet ortaya çıkmış ve her biri kendi yönetim düzenine sahip olmuştur. Bu devletler de iletişimi sağlayacak önemli kâtipleri istihdam etmişlerdir. Liderler, kendi devletlerini yüceltmek ve diğerlerine üstünlük sağlamak amacıyla önemli kâtipleri yanlarına çekmeye çalışmış ve onlara iltifat ve ikramda bulunmuşlardır. Bazı kâtiplerin farklı devletlerde görev aldıkları da görülmektedir. Murabıtlar, Muvahhidler ve Nasrîler döneminde de kitabet, devletin önemli bir kurumu olarak görev yapmış ve meşhur şairler bu görevi üstlenmiştir. Endülüslü kâtipler, Doğu'daki Abdülhamîd el-Kâtib gibi önemli kâtiplerden etkilenerek mektuplarda üsluba dikkat etmiş ve etkili mektuplar yazmak için Kur’an-ı Kerim, hadis, atasözü ve deyimlerden faydalanmışlardır. Bu nedenle devletin iletişimini sağlayan mektuplar, yalnızca birer iletişim aracı olarak kalmamış, aynı zamanda edebî birer belge niteliği kazanmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, Endülüs'te dîvânü’l-inşâ kurumunun bir oluşum ve gelişim süreci geçirdiği, yazışmaların üslubunun zamanla yalnızca bir iletişim aracı olmaktan çıkıp edebî birer eser haline geldiği ve bu kurumda görev yapan kâtiplerin dil ve kültür açısından öne çıktıkları anlaşılmaktadır. Mektupların dili başlangıçta sade iken, devlet güçlendikçe bu sadelikten uzaklaşmış ve mektuplarda giriş, gelişme ve sonuç bölümlerine dikkat edilmiştir. Girişlerde besmele ile başlama, hamdelenin uzatılması, dua cümlelerine yer verilmesi ve selamla bitirme gibi özellikler, mektupların temel yapısal özellikleri arasındadır. Ayrıca mektupların içine şiir serpiştirme de sıkça görülmektedir. Mektupların uzunluğu, konunun içeriğine göre değişiklik göstermektedir. Kâtiplerin yazdığı mektuplarda üsluba özellikle özen gösterildiği söylenebilir. Araştırmada, dîvânü’r-resâil (dîvânü’l-inşâ)’in Endülüs topraklarındaki teşekkülü tarihsel açıdan ortaya konmaya çalışılmıştır.
Endülüs’te Dîvânü’r-Resâil (Dîvânü’l-İnşâ) adlı makalemizde etik kurul izni gerektirmeyen çalışmalar arasında yer aldığını beyan ederiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | August 7, 2024 |
Acceptance Date | December 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 2 |