Klasik fizik anlayışını değiştiren kuantum kuramı, bilimsel sahada ilk defa ortaya çıkan indeterminizm olması bakımından felsefe ve teoloji alanlarında da büyük etkiler meydana getirmiştir. Evrene yönelik yeni bir bakış açısı sunan bu kuram, tarihte çığır açarak yepyeni bir dönemi başlatmıştır. Devrim niteliğindeki kuantum kuramı, yirminci yüzyılın en önemli entelektüel başarılarındandır. Atom ve atom altı sistemleri inceleyen kuantum kuramı Max Planck’in kuantum hipoteziyle başlamış, kuramın temel prensipleri yine onun tarafından ortaya konulmuştur. Kuantum kuramı; hiçbir kesinliğin olmadığı, nesnelerin ölçüm yapılıncaya kadar hiçbir özelliğinin bulunmadığı sıradışı bir dünyayı betimlemektedir. Kuantum dünyası; parçacıkların uzayda sürekli şekilde bir var olup bir yok olduğu, bir nesnenin aynı anda evrenin her yerinde bulunabildiği ve bir duvarın içinden rahatlıkla geçebildiği, iki cismin galaksiler arası uzaklıkta bile ışık hızından çok daha hızlı ve anlık bir iletişim hâlinde olabildiği tuhaflıklarla doludur. Bütün bunlar tamamen bilimsel olup gerçek sonuçları ve uygulamaları hem mikrodünyada hem de makro dünyada mevcuttur. Kuantum yasaları hiçbir yasanın edilmediği kadar test edilmiş ve bunlardan istisnasız geçmiştir. İslam düşüncesinde önemli bir yeri olan Gazzâlî, mûcizeyi nedensellik bağlamında tartışmıştır. Mûcizeyi âdetullah teorisi üzerine temellendirerek zorunlu nedenselliği reddetmiştir. Ona göre varlıklar özsel niteliklere sahip değildir, onları da aralarındaki ilişkileri de yaratan hakîkî fail olan Allah’tır. Dolayısıyla onların aralarında gerçekleşen neden-sonuç ilişkisi zorunlu değildir. Bu ilişkideki kuralları koyan da değiştirebilecek olan da Allah’tır. Neden-sonuç ilişkisindeki genel kurallar âdetullah, kurallardaki istisnâî değişiklikler ise mûcizelerdir. Gündelik yaşamdaki genel geçer kurallar (âdetullah) işlemekte olup bilim vs. bu kurallara göre yapılır. Mûcizenin gerçekleşmesi ise düşük bir ihtimal olarak her zaman vardır. Gazzâlî’nin, zorunlu nedenselliğin geçersizliğini ispat bağlamında getirdiği ateşin pamuğu yakması örneğinde ateş ile yanma arasında zorunlu bir ilişki yoktur. Başka bir deyişle ateşin özsel bir yakma özelliği bulunmamaktadır. Ona göre bunların kaynağı tamamen Allah’tır ve esasen âdetullah dışında -zıtların bir arada bulunması gibi muhaller hariç- her türlü ihtimal mevcuttur. Gazzâlî’nin bu görüşleri, günümüz kuantum kuramının neden-sonuç ilişkisine dair verileriyle uyum içindedir. Kuantum kuramına göre de maddenin en küçük yapı birimi olan temel parçacıkların farklı özsel nitelikleri bulunmamaktadır. Onların dünyasında dolayısıyla tüm evrende belirsizlik hakimdir. Her parçacık her an evrenin her yerindedir. Bu belirsizlikler ancak gözlemci etkisiyle/ölçümle belirlenir, böylece varlıklar ve olaylar oluşur. Bu oluşta her türlü ihtimal mevcutken gözlemci etkisi/ölçüm, bunu tek ihtimale düşürür. Kuantum kuramına göre gündelik yaşantıdaki yani makro âlemdeki alışılagelen klasik fizik kurallarının işleme sebebi, olasılıklarının çok yüksek olmasıdır. Fakat çok düşük ihtimalle de olsa sıra dışı ya da tabiat dışı olayların meydana gelmesi mümkündür. Bu ise mûcizelerin imkanını göstermektedir.
Kelam Mûcize Nedensellik Kuantum Gazzâlî Tehâfütü’l-felâsife
The quantum theory, which has transformed the classical understanding of physics, has also significantly impacted the fields of philosophy and theology due to its introduction of indeterminism for the first time in the scientific realm.This theory, which offers a new perspective on the universe, has marked a revolutionary turning point in history. The revolutionary quantum theory is one of the most important intellectual achievements of the twentieth century. Quantum theory, which examines atomic and subatomic systems, started with Max Planck's quantum hypothesis, and the basic principles of the theory were also put forward by him. Quantum theory describes an extraordinary world where nothing is certain, and objects have no specific properties until they are measured. The quantum world is filled with peculiarities such as particles continuously appearing and disappearing in space; an object being present everywhere in the universe simultaneously; passing through walls effortlessly; and two objects communicating instantaneously and faster than the speed of light even at intergalactic distances. All these phenomena are entirely scientific and have real-world implications and applications in both the micro and macro realms. Quantum laws have been tested more rigorously than any other laws and have passed these tests without exception. Ghazālī, who has an important place in Islamic thought, discussed the miracle in the context of causality. By grounding the concept of miracles on the theory of the 'God’s custom' (ādat Allah), he rejected necessary causality. He rejected necessary causality by basing the miracle on the theory of God’s custom. According to him, entities do not possess intrinsic properties; both all the entities and the relationships between them are created by the true agent, who is Allah. Therefore, the relationship between them is not a necessary cause-effect relationship. It is Allah who sets the rules in this relationship and can change them. The general prevailing rules (ādat Allah) operate in daily life, and scientific research are based on these foundations. However, the occurrence of a miracle is always a possibility, albeit a low one. In the context of proving the invalidity of necessary causation, Ghazālī 's example of fire burning cotton illustrates that there is no necessary connection between fire and burning. In other words, fire does not have the property of self-combustion. According to him, the source of these phenomena is entirely Allah, and essentially every possibility exists outside of ādat Allah—except for the coexistence of opposites, which is impossible. Ghazālī's views align with the contemporary quantum theory's data on cause-and-effect relationships. According to quantum theory, the fundamental particles, which are the smallest building blocks of matter, do not have distinct intrinsic properties. Uncertainty dominates their world, and thus the entire universe. Each particle is everywhere in the universe at any moment. These uncertainties are determined only through the observer effect and measurement; thus, entities and events come into existence. While there are all kinds of possibilities in this occurrence, the observer effect and measurement reduce it to a single possibility. According to quantum theory, the reason why the conventional classical physics laws operate in daily life, that is, in the macro world, is that their probabilities are very high. However, even if the probability is very low, it is still possible for extraordinary or supernatural events to occur. This demonstrates the possibility of miracles.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | July 20, 2024 |
Acceptance Date | December 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 22 Issue: 2 |
Kader Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.