Research Article
BibTex RIS Cite

Qāḍī ʿAbd al-Jabbār On the Nature of Knowing God

Year 2024, Volume: 22 Issue: 2, 250 - 270, 31.12.2024
https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1550705

Abstract

This article examines the epistemological framework presented by Qādī ʿAbd al-Jabbār, a prominent theologian of the Basran Muʿtazilite school, regarding the proposition that “reflection (naẓar) leading to the knowledge of God is obligatory.” Qādī ʿAbd al-Jabbār was compelled to address this issue for two main reasons. First, he underlines that the knowledge of God is the basis for all religious obligations, thus serving as the foundational principle upon which kalām is constructed. Second, he engages with differing views within the Muʿtazilite tradition: on the one hand, figures such as al-Jāḥiẓ, ʿAlī al-Aswārī, and Thumāma b. Ashras, known as the aṣḥāb al-maʿārif, claim that knowledge of God is necessary; on the other hand, Abū al-Qāsim al-Balkhī al-Kaʿbī argues that just as in this world, God will be known through inference (istidlāl) in the afterlife. Qādī ʿAbd al-Jabbār devoted the twelfth volume of his al-Mughnī corpus, titled al-Naẓar wa-l-maʿārif, to this issue, and his thoughts on the subject were later presented by his student Mankdīm in the introduction to Taʿlīq ʿalā Sharḥ al-Uṣūl al-khamsa. Qādī ʿAbd al-Jabbār writes that the first responsibility is the reasoning that leads to the knowledge of God. This proposition includes two key points: first, the necessity of reasoning, and second, the theoretical nature of knowledge of God. Qādī ʿAbd al-Jabbār begins by justifying why knowing God is obligatory, and to do so, he first defines and explains the concept of obligation (wājib). According to him, the necessity of reasoning arises from the fact that there is no alternative means of coming to know God apart from reasoning. The first thing a person must know is God. Therefore, knowing God is the primary duty, as all other topics depend on the knowledge of God. He explains this by stating that all religious rulings (sharāʿiʿ) in speech and action are only praiseworthy (hasan) after knowing God. Knowing God is one of the obligations that cannot be violated, as neglecting it is evil. The necessity of avoiding evil is established by reason. Therefore, avoiding the evil of neglecting the knowledge of God requires knowing God, making the knowledge of God obligatory. Since knowing God is achieved through reasoning, reasoning gains a primary status, as it plays a crucial role in fulfilling the fundamental duty of knowing God. The first conclusion drawn from this is that the initial obligation of an individual is the reasoning that leads to the knowledge of God. Qādī ʿAbd al-Jabbār attempts to ground the theoretical nature of knowledge of God by arguing that God cannot be known either necessarily or through direct senses. In this context, he opens a discussion about the nature and types of knowledge. A common definition of knowledge across Qādī ʿAbd al-Jabbār’s various theological works is that knowledge is a “justified true belief.” Believing that knowledge belongs to the category of belief, Qādī ʿAbd al-Jabbār also emphasizes that such belief must be true and that the individual’s soul must be at peace with this belief. After examining necessary knowledge and its types, Qādī ʿAbd al-Jabbār investigates why knowledge of God can only be achieved through reasoning, in line with human cognitive capabilities. He questions which type of knowledge or mode of cognition is involved in coming to know God by considering all types of knowledge and modes of cognition. Following his discussion on necessary knowledge, Qādī ʿAbd al-Jabbār also addresses knowledge gained through direct senses. According to him, knowledge of God does not fall under either the category of necessary knowledge or that of sensible knowledge. Finally, Qādī ʿAbd al-Jabbār addresses the debated issue among theologians regarding how God can be known or to which category of knowledge of God belongs. He states that God cannot be known necessarily in this world while religious responsibility is still ongoing. However, in this regard, he references two opposing views within the Muʿtazilite tradition: one represented by figures such as al-Jāḥiẓ and ʿAlī al-Aswārī, known as the aṣḥāb al-maʿārif, and the other by Abū al-Qāsim al-Balkhī al-Kaʿbī. He responds to both positions, explaining why knowledge of God cannot be necessary and why God will not be known through inference (istidlālī) in the afterlife respectively. In this article, we will analyze Qādī ʿAbd al-Jabbār’s views on the epistemological status of knowledge of God, aiming to uncover the epistemological foundation of his argument that knowledge of God is inferential.

References

  • Ardoğan, Recep. “Kelâmcılara Göre Zarûrîlik ya da Nazarîlik Yönüyle Marifetullah”, Marife 5/1 (2005), 175-196.
  • Arslan, İbrahim. “Kadı Abdülcebbar’da ve Kierkegaard’da Korkunun Teolojisi”, Felsefe Dünyası 51 (2010), 186-211.
  • Bulgen, Mehmet. “Tanrı’nın Varlığını Kanıtlamanın (İsbât-ı Vâcib) Kelâm Bilgi Teorisindeki Yeri: Kâdî Abdülcebbâr Örneği”, Marifetname 9/1 (2022), 13-53.
  • Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn. el-İrşâd ilâ kavâtıʿi’l-edille fî usûli’l-iʿtikād. nşr. Muhammed Yusuf Musa. Kahire: Mektebetü’l-Hanci, 1950.
  • Eşʿarî, Ebü’l-Hasan İbn Ebû Bişr Ali b. İsmail b. İshak. Makālatü’l-İslâmiyyin ve ihtilâfü’l-musallîn. thk. Hellmut Ritter. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag, 1963.
  • Ibrahim, Mohd Radhi. “Immediate Knowledge According to Al-Qādī ʿAbd al-Jabbār”, Arabic Sciences and Philosophy 23 (2013), 101–115.
  • İbn Metteveyh. el-Mecmûʿ fi’l-Muhît bi’t-teklîf. thk. Jan Peters. Beyrut: Dârü’l-Meşrik, 1986.
  • İbn Metteveyh. et-Tezkire fî ahkâmi’l-cevâhir ve’l-aʿrâz. thk. Daniel Gimaret. 2 Cilt. Kahire: el-Maʿhedü’l-Fransi, 2009.
  • İbnü’l-Murtaza. el-Münye ve’l-emel. thk. İsamüddin Muhammed Ali. İskenderiye: Dârü’l-Maʿrifeti’l-Câmiiyye, 1985.
  • Kādî Abdülcebbâr, el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: el-İrâde. thk. Mahmûd Muhammed Kasım. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr, el-Muğni fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: el-Lutf. thk. Ebü’l-Aʿlâ Afifi. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-ad: en-Nazar ve’l-meʿârif. thk. İbrahim Mezkûr. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: et-Tevlîd. thk. Tevfik Tavil–Saîd Zayid. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. Şerhu’l-Usûli’l-hamse: Muʿtezile’nin Beş İlkesi (Muʿtezile’nin Beş Esasının Açılımı). nşr. ve çev. İlyas Çelebi. 2 Cilt. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2013.
  • Memiş, Murat. “Bilgi Kriteri Olması Bakımından Sükûn-ı Nefs Kavramı”. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 28 (2008), 101-117.
  • Memiş, Murat. Mutezili Bir Bakışla Bilgi Problemi. Ankara: Sarkaç Yayınları, 2011.
  • Musgrave, Alan. Sağduyu, Bilim ve Şüphecilik: Bilgi Kuramına Tarihsel Bir Giriş. çev. Nur Küçük. İstanbul: İthaki Yayınları, 2013.
  • Peters, Jan R. T. M. God’s Created Speech: A Study in the Speculative Theology of the Muʿtazilī Qādī l-Qudāt Abū’l-Hasan ʿAbd al-Jabbār bn Ahmad al-Hamadānī. Leiden: E.J. Brill, 1976.
  • Reçber, Mehmet Sait. Tanrı’yı Bilmenin İmkânı ve Mahiyeti. Ankara: Kitabiyat Yayınları, 2004.
  • Şaşa, Mehmet. “Kâdî Abdülcebbâr’ın Marifetullah Teorisi”, Kader 17/1 (2019), 153-184.
  • Şaşa, Mehmet. Kelam ve Tasavvuf Açısından Marifetullah. Ankara: Nobel Yayıncılık, 2018.

Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti

Year 2024, Volume: 22 Issue: 2, 250 - 270, 31.12.2024
https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1550705

Abstract

Bu makalede Basra Muʿtezilesi kelâmcılarından Kādî Abdülcebbâr’ın “Tanrı’yı bilmeye götüren nazar vâciptir” önermesine ilişkin sunduğu epistemolojik çerçeve ele alınacaktır. Kādî Abdülcebbâr’ı bu sorunu tartışmaya iten şey, bir taraftan Tanrı’yı bilmenin bütün dinî hükümlerin dayanağı olması ve bu nedenle kelâmın kurucu ilkesi olması, öte yandan ashâbü’l-maʿârif olarak bilinen Câhız, Ali el-Esvârî, Sümâme b. Eşres gibi Muʿtezile kelâm geleneğine bağlı bazı düşünürlerin Tanrı’yı biliş tarzımızın zorunlu olduğunu ileri sürmeleri ve Ebü’l-Kāsım el-Belhî el-Kaʿbî’nin Tanrı’nın bu dünyada olduğu gibi ahirette de istidlâlî olarak bilineceğini iddia etmesidir. Kādî Abdülcebbâr el-Muğnî külliyatının on ikinci cildi olan en-Nazar ve’l-meʿârif’i bu soruna ayırmış, buradaki düşünceleri öğrencisi Mankdîm tarafından Talik alâ Şerhi’l-Usûli’l-hamse’nin giriş bölümünde yeniden sunulmuştur. Kādî Abdülcebbâr Allah’ın kişiye yüklediği ilk sorumluluğun O’nu bilmeye götüren akıl yürütme olduğunu yazar. Bu önerme iki hususu içermektedir: Birincisi akıl yürütmenin gerekliliği, ikincisi ise Tanrı’yı biliş tarzımızın nazarî oluşu. Kādî Abdülcebbâr ilk olarak Tanrı’yı bilmenin neden gerekli olduğunu temellendirmeye girişir ve bunun için öncelikle vâcibi tanımlar ve kısımlarını açıklar. Ona göre akıl yürütmenin gerekliliği, Tanrı’yı bilmenin akıl yürütme dışında başka bir yolu olmamasından kaynaklanmaktadır. Gerçekte kişinin bilmesi gereken ilk şey Tanrı’dır. Dolayısıyla asl olan Tanrı’yı bilmektir. Bunun nedeni Tanrı’yı bilmenin dışında kalan konuların, Tanrı’yı bilmeye dayanmasıdır. Kādî Abdülcebbâr bunu, söz ve fiil türünden bütün dinî hükümlerin (şerâiʿ), ancak Tanrı’yı bildikten sonra hasen olacağını dile getirerek izah eder. Tanrı’yı bilmek, kendisini ihlal etmenin caiz olmadığı vâciplerdendir. Çünkü Tanrı’yı bilmeyi terk etmek kötüdür. Kötü olan şeylerden sakınmanın gerekliliği aklen sabittir. O hâlde Tanrı’yı bilmeyi terk etme kötülüğünden sakınmak, Tanrı’yı bilmekle mümkün olacağı için Tanrı’yı bilmek gereklidir. Tanrı’yı bilmek akıl yürütmeyle gerçekleştiği için de akıl yürütme, Tanrı’nın bilinmesi gereken ilk şey oluşundan bir pay alarak ilk konuma yükselmektedir. Buradan çıkan ilk sonuç, kişinin mükellef olduğu ilk şeyin Tanrı’yı bilmeye götüren akıl yürütme olduğudur. Kādî Abdülcebbâr, Tanrı’ya ilişkin bilginin nazarîliğini ise Tanrı’nın ne zarurî olarak ne de müşahede ile bilinemeyeceğini göstererek temellendirmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda o bilginin neliğini ve türlerini tartışmaya açar. Kādî Abdülcebbâr’ın farklı kelâm eserlerinde yaptığı bilgi tanımlarında ortak olan şey, bilginin “gerekçelendirilmiş doğru inanç” şeklindeki tanımıdır. Bilginin inanç türünden olduğunu düşünen Kādî Abdülcebbâr, aynı zamanda bu inancın doğru olması gerektiğini ve kişinin bu inancına yönelik nefsinin sâkin olması gerektiğini ifade eder. Ardından zorunlu bilgi ve zorunlu bilginin türlerini ele alan Kādî Abdülcebbâr, burada insanın bilme imkanlarıyla uyumlu olarak onun biliş tarzları üzerinden Tanrı’yı bilmenin neden nazarla mümkün olduğunu, bilgilerimizin bütün türlerini ya da biliş tarzlarımızın tamamını söz konusu ederek Tanrı’yı bilmenin bunlardan hangisine dâhil olacağını soruşturur. Zorunlu bilginin ardından müşahede bilgisine yer veren Kādî Abdülcebbâr’a göre Tanrı’ya ilişkin bilgi ne zorunlu bilgiler türüne ne de müşahedeye dayalı bilgiler türüne girmemektedir. Kādî Abdülcebbâr son olarak Tanrı’nın nasıl bilineceği ya da Tanrı’ya ilişkin bilginin hangi bilgi türüne dahil edileceği meselesinin kelâmcılar arasında tartışmalı bir konu olduğunu ve Tanrı’nın teklif devam ederken bu dünyada zarurî olarak bilinmeyeceğini ifade eder. Ancak bu hususta Muʿtezile içerisinden biri Câhız ve Ali el-Esvârî gibi ashâbü’l-maârifin, diğeri Ebü’l-Kāsım el-Belhî el-Kaʿbî’nin muhalefetine yer vererek her iki yaklaşımı sırasıyla hem Tanrı’ya ilişkin bilginin neden zorunlu olamayacağını hem de Tanrı’nın ahirette neden istidlâlî olarak bilinmeyeceğini göstererek yanıtlar. İşte bu makalede Kādî Abdülcebbâr’ın Tanrı’yı biliş tarzımızın epistemolojik statüsüne ilişkin söz konusu görüşlerini analiz ederek, onun Tanrı’ya ilişkin bilginin çıkarımsallığı görüşünün dayandığı epistemolojik temeli ortaya koymaya çalışacağız.

References

  • Ardoğan, Recep. “Kelâmcılara Göre Zarûrîlik ya da Nazarîlik Yönüyle Marifetullah”, Marife 5/1 (2005), 175-196.
  • Arslan, İbrahim. “Kadı Abdülcebbar’da ve Kierkegaard’da Korkunun Teolojisi”, Felsefe Dünyası 51 (2010), 186-211.
  • Bulgen, Mehmet. “Tanrı’nın Varlığını Kanıtlamanın (İsbât-ı Vâcib) Kelâm Bilgi Teorisindeki Yeri: Kâdî Abdülcebbâr Örneği”, Marifetname 9/1 (2022), 13-53.
  • Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn. el-İrşâd ilâ kavâtıʿi’l-edille fî usûli’l-iʿtikād. nşr. Muhammed Yusuf Musa. Kahire: Mektebetü’l-Hanci, 1950.
  • Eşʿarî, Ebü’l-Hasan İbn Ebû Bişr Ali b. İsmail b. İshak. Makālatü’l-İslâmiyyin ve ihtilâfü’l-musallîn. thk. Hellmut Ritter. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag, 1963.
  • Ibrahim, Mohd Radhi. “Immediate Knowledge According to Al-Qādī ʿAbd al-Jabbār”, Arabic Sciences and Philosophy 23 (2013), 101–115.
  • İbn Metteveyh. el-Mecmûʿ fi’l-Muhît bi’t-teklîf. thk. Jan Peters. Beyrut: Dârü’l-Meşrik, 1986.
  • İbn Metteveyh. et-Tezkire fî ahkâmi’l-cevâhir ve’l-aʿrâz. thk. Daniel Gimaret. 2 Cilt. Kahire: el-Maʿhedü’l-Fransi, 2009.
  • İbnü’l-Murtaza. el-Münye ve’l-emel. thk. İsamüddin Muhammed Ali. İskenderiye: Dârü’l-Maʿrifeti’l-Câmiiyye, 1985.
  • Kādî Abdülcebbâr, el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: el-İrâde. thk. Mahmûd Muhammed Kasım. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr, el-Muğni fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: el-Lutf. thk. Ebü’l-Aʿlâ Afifi. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-ad: en-Nazar ve’l-meʿârif. thk. İbrahim Mezkûr. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. el-Muğnî fî ebvâbi’t-tevhîd ve’l-adl: et-Tevlîd. thk. Tevfik Tavil–Saîd Zayid. Kahire: ed-Dârü’l-Mısriyye, 1963.
  • Kādî Abdülcebbâr. Şerhu’l-Usûli’l-hamse: Muʿtezile’nin Beş İlkesi (Muʿtezile’nin Beş Esasının Açılımı). nşr. ve çev. İlyas Çelebi. 2 Cilt. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2013.
  • Memiş, Murat. “Bilgi Kriteri Olması Bakımından Sükûn-ı Nefs Kavramı”. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 28 (2008), 101-117.
  • Memiş, Murat. Mutezili Bir Bakışla Bilgi Problemi. Ankara: Sarkaç Yayınları, 2011.
  • Musgrave, Alan. Sağduyu, Bilim ve Şüphecilik: Bilgi Kuramına Tarihsel Bir Giriş. çev. Nur Küçük. İstanbul: İthaki Yayınları, 2013.
  • Peters, Jan R. T. M. God’s Created Speech: A Study in the Speculative Theology of the Muʿtazilī Qādī l-Qudāt Abū’l-Hasan ʿAbd al-Jabbār bn Ahmad al-Hamadānī. Leiden: E.J. Brill, 1976.
  • Reçber, Mehmet Sait. Tanrı’yı Bilmenin İmkânı ve Mahiyeti. Ankara: Kitabiyat Yayınları, 2004.
  • Şaşa, Mehmet. “Kâdî Abdülcebbâr’ın Marifetullah Teorisi”, Kader 17/1 (2019), 153-184.
  • Şaşa, Mehmet. Kelam ve Tasavvuf Açısından Marifetullah. Ankara: Nobel Yayıncılık, 2018.
There are 21 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Subjects Kalam
Journal Section Articles
Authors

Hayrettin Nebi Güdekli 0000-0003-1155-0916

Publication Date December 31, 2024
Submission Date September 15, 2024
Acceptance Date December 22, 2024
Published in Issue Year 2024 Volume: 22 Issue: 2

Cite

APA Güdekli, H. N. (2024). Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti. Kader, 22(2), 250-270. https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1550705
AMA Güdekli HN. Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti. Kader. December 2024;22(2):250-270. doi:10.18317/kaderdergi.1550705
Chicago Güdekli, Hayrettin Nebi. “Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti”. Kader 22, no. 2 (December 2024): 250-70. https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1550705.
EndNote Güdekli HN (December 1, 2024) Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti. Kader 22 2 250–270.
IEEE H. N. Güdekli, “Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti”, Kader, vol. 22, no. 2, pp. 250–270, 2024, doi: 10.18317/kaderdergi.1550705.
ISNAD Güdekli, Hayrettin Nebi. “Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti”. Kader 22/2 (December 2024), 250-270. https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1550705.
JAMA Güdekli HN. Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti. Kader. 2024;22:250–270.
MLA Güdekli, Hayrettin Nebi. “Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti”. Kader, vol. 22, no. 2, 2024, pp. 250-7, doi:10.18317/kaderdergi.1550705.
Vancouver Güdekli HN. Kādî Abdülcebbâr’da Tanrı’yı Bilmenin Mahiyeti. Kader. 2024;22(2):250-7.