Bilâdüşşâm tarih boyunca
önemli bir coğrafi bölge olmuştur. Dünya üzerindeki konumu ilk çağlardan
günümüze ticaret yollarının merkezinde yer almasını sağlamış, bu da sık sık
bölge üzerinde hakimiyet mücadelelerinin yaşanmasına sebep olmuştur. Papa II.
Urbanus’un 1095’teki vaazı sadece kutsal toprakların kurtarılması üzerine bina
edilmemiş, Batı Hristiyanlığının içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik
sıkıntıları aşmanın yollarına da işaret edilmiştir. Buna göre Doğu’da büyük bir
zenginlik vardı ve Batı’daki Hıristiyanların içinde bulunduğu sıkıntıları
aşmanın yollarından biri bu zenginliklere sahip olmaktı. Dolayısıyla, o günkü
ticaret yolları dikkate alındığında kutsal toprakları kurtarma hedefi, aynı
zamanda zenginliklere sahip olma anlamına da gelmekteydi. Nitekim birinci haçlı
seferi sonucu Kudüs dahil Bilâdüşşâm’ın sahil kısmının neredeyse tamamı haçlı işgaline
uğramıştı. Bölgedeki Müslüman birliğinin parçalanmış durumda olması haçlıların
kalıcılığını uzatmıştır. Fakat Nureddin Zengi’nin Dımaşk hakimiyeti bölgedeki
denklemi değiştirmiş ve haçlıların varlıklarını tehlikeye düşürmüştü. Makalede
Nureddin’in Dımaşk’a hakimiyet süreci anlatılacak, böylece Bilâdüşşâm'da briliğin nasıl sağlandığı tasvir edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | 3/1 |
Authors | |
Publication Date | June 26, 2019 |
Submission Date | June 1, 2019 |
Acceptance Date | June 23, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |
Kadim Akademi SBD is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0).