Malum olduğu üzere İslâm’ın ilk kaynağı, şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’dir. Onu önem ve sıralama bakımından sünnet izlemektedir. Bu iki kaynağın birbiriyle ilişkisi, bizzat Kur’ân’ın farklı âyetlerinde belirtilmiştir. Ancak buna rağmen tarihin farklı dönemlerinde (özellikle modern dönemde) kimi çevreler tarafından bu ilişkinin mahiyeti ve kapsam alanı tartışılmış, kimilerince bu ilişki tamamen reddedilmiştir. Aslında Kur’ân’ın açık ifadesiyle onun ilk muhatabı ve aynı zamanda ilk mübelliği ve mübeyyini Hz. Peygamber olduğunu belirtmesi, bunların arasındaki ilişkiyi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Zira Allah Resûlü, inen âyetleri ashâbına talim ederken bu âyetlerin ihtiva ettikleri hüküm ve hikmetleri de izah ediyordu. Dolayısıyla bu iki kaynağı birbirinden bağımsız ve ayrı bir şekilde ele almak; başta Kur’ân’ın ruhuyla ve hikmetiyle bağdaşmadığı görülmektedir. Bu makalede Kur’ân-sünnet ilişkisini her Müslümanın bazılarıyla her gün, bazılarıyla ise yılın belirli vakitlerinde karşılaştığı İslâm esasları bağlamında ele aldık. Bunu yaparken öncelikli olarak bu esasları Kur’ân’a ardından sünnete arz edip bir neticeye ulaşmaya çalıştık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |