Aim: To investigate the incidence of adenomyosis in histerectomy
cases.
Material and Method: The incidence of adenomyosis was evaluated in cases who had undergone hysterectomy of any cause between January 2005-December 2015.
Results: In 58% of 205 cases with vaginal hysterectomy the final histopathological evalaution was adenomyosis. The indication
for operations of these cases was: pelvic organ prolapsus (n: 117,
57%), endometrial hyperplasia (n: 40, 19.5%), servical displasies
(n: 15, 7.3%), postmenoposal bleeding (n: 11, 5.3%), treatment
resistant menometroragia (n: 10, 4.9%), leimyoma (n: 9, 4.4%),
endometrial polip (n: 2, 1%) and mole hydatiform (n: 1, 0.5%). An
additional operation was performed together with vaginal hysterectomy in 64.8% (n: 133) of the cases. The additional operations
were sistorectosel operation (n: 46, 34.5%), rektosel operation (n:
26, 19.5%), sistosel operation (n: 22 16.5%), sacrospinosis fixation
(n: 21, 15.7%) and transobturatuar tape.
Conclusion: Preoperative adenomyosis can be diagnosed more
frequently between the ages 40–50 years. Especially in treatment
resistant menometroragia cases adenomyozis should be thought
in aethiology
Amaç: Histerektomi yapılan olgularda adenomyozis insidansının
araştırılması.
Materyal ve Metot: Ocak 2005-Aralık 2015 tarihleri arasında değişik nedenlerle vajinal histerektomi yapılan olgularda adenomyozis
insidansı araştırıldı.
Bulgular: Vajinal histerektomi yapılan 205 olgunun 58’inde (%28,3)
final histopatolojide adenomyozis tespit edildi. Bu olguların operasyon endikasyonları; pelvik organ prolapsusu (n: 117, %57), endometrial hiperplaziler (n: 40, %19,5), servikal displaziler (n: 15,
%7,3), postmenopozal kanama (n: 11, %5,3), tedaviye dirençli menometroraji (n: 10, %4,9), leiomyomlar (n: 9, %4,4), endometriyal polip (n: 2, %1) ve mol hidatiform (n: 1, %0,5) idi. Bu olguların
%64,8’ine (n: 133) vajinal histerektomi ile beraber ek operasyon
uygulandı. Uygulanan ek operasyonlar; sistorektosel operasyonu
(n: 46, %34,5), rektosel operasyonu (n: 26, %19,5), sistosel operasyonu (n: 22 %16,5), sakrospinöz fiksasyon (n: 21, %15,7) ve trans
obturatuar tape uygulamasıydı.
Sonuç: Preoperatif adenomyozis tanısı, olguların bir bütün halinde
değerlendirilmesi halinde özellikle 40–50 yaş grubunda daha sık
konulabilir. Özellikle tedaviye dirençli menometroraji olgularında
etyolojide adenomyozis olabileceği akılda tutulmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 8 Issue: 2 |