Diyabet gelişme riski yüksek bir grup olan prediyabet; anormal glukoz seviyeleri ile karakterize bir tablodur. Prediyabet; farkındalık oranlarının düşük seyretmesi, diyabet gelişme risklerinin artması ve bu durumun ekonomik yönden olumsuz etkiyle kendini göstermesi sebebiyle önemli bir sorundur. Gerçekleştirilecek taramalar yoluyla prediyabetli grup erken tanı ile belirlenerek bu grupta alınacak çeşitli önlemlerle hastalığın diyabete dönüşmesinin önüne geçilebilir. Toplumsal ve bireysel düzeyde diyabetin engellenmesiyle yaşam kalitesinin artması ve yaşam süresinin uzamasına destek olunabilir, tedavi ve diğer sağlıkla ilgili maliyetlerde düşme sağlanarak ekonomik yönden iyileşme ortaya konulabilir. Prediyabete özgü risk tarama modelleri genel olarak gelecek 5–10 yıllık süreçteki diyabet riskini belirlemekte ve herhangi bir invaziv girişimi içermemektedir. İnvaziv olmayan ve skorlama sistemlerine temellenen taramalar yaş, cinsiyet, gestasyonel diyabet ile birinci derece akrabalarda diyabet öyküsü, fiziksel aktivite ve kilo durumu ile yüksek kan basıncı tanısı gibi yapılandırılmış sorulardan oluşmaktadır. Bu sorulara verilen yanıtlar çerçevesinde bireylerin diyabet riskleri yüzde ya da rakamsal ifade olarak sunulmaktadır. Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) bu kapsamda Türkiye’de Finlandiya Tip-2 Diyabet Risk Ölçeği (FINDRISK) kullanımı önermektedir. Ayrıca prediyabet kesin tanısı için invaziv yöntem olarak tanımlanan HbA1 c, bozulmuş açlık glukozu (BAG) ve bozulmuş glukoz toleransı (BGT) taramaları Aile Sağlığı Merkezlerinde yapılabileceği gibi sahada kalibrasyonu sağlanan mobil araçlarla kapiller kan örnekleri alınarak da yapılabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Collection |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 11 Issue: EK-1 |