İnsanlık tarihi bir nevi savaşlar tarihidir. Kimi zaman savunma kimi zamansa saldırı refleksleriyle ortaya çıkan savaşlar, özünde ulusal çı- karları koruma adına başvurulan en etkili araçlardan biri olagelmiştir. Bu nedenle uluslararası ilişkilerin yüzyıllardır süregelmekte olan ge- lişme sürecinde savaşların oldukça önemli bir yeri vardır. Bu bağlam- da uluslararası ilişkiler disiplini savaşlarla örülü bir bilimsel alan ola- rak düşünülebilir. İdealizm, realizm ve neorealizm gibi geleneksel uluslararası ilişkiler teorileri ve sonrasında ortaya çıkan eleştirel teo- ri, konstrüktivizm, postmodernizm ve feminist teori gibi post- pozitivist teorilerin temel amaçları “uluslararası barış ve güvenliğin nasıl sağlanacağı” sorunsalına cevap bulabilmektir. Fakat savaş kav- ramı statik/durağan bir olgu değildir. Bu nedenle savaş olgusunun ya- şadığı dönüşüm, daha önce yapılan analizleri de yeniden düşünmeyi ve güncellemeyi gerekli kılmaktadır. Bu çalışmadaki temel amaç savaş olgusunun yaşadığı dönüşüm üzerinden uluslararası ilişkiler disipli- nindeki yapısal değişimleri analiz etmektir. Savaş olgusunun dönü- şüm süreci eski ve yeni savaşlar ayırımı üzerinden yapılacaktır. Bu kapsamda çalışmada yeni savaşları anlamak adına, örnek olay olarak, Rusya ve hibrit savaş seçilmiş ve bu örneklem üzerinden küreselleş- me sürecinin şekillendirdiği “yeni savaşların” muhtevası analiz edil- miştir.
Savaş Uluslararası İlişkiler Rusya Küreselleş- me Hibrit Savaş.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 55 |