Mitolojik bir “varlığın” veya daha kapsayıcı bir tabirle mitolojik bir “ögenin” tanınması; bir toplumun tarihsel psikolojisini, varlık anlayışını, felsefesini, eylemlerin kökenlerini sebep sonuç ilişkisinde açığa çıkarmada bize yardımcı olur. Yerinde duran dağlar, durmadan akan pınarlar, yeryüzüne inen yağmurlar yani dünyanın doğal öge ve düzeni bile bir toplumun yaşam-ölüm ilişkisini, yeme içme alışkanlıklarını, ahlak kurallarını etkilerken yanı başlarında duran mitolojik figürlerin aynı hayata etki etmemesi ve şekillendirmemesi düşünülemez. Nitekim bilinmeyen devirlerden itibaren insanlar, evlerini ve eve ait unsurları (ocağın, ahırın, kuyunun, banyonun vs.) “öteki” varlıklarla ilişkili görmüşler ve bu varlıklarla beraber yaşadıklarına inanmışlardır. İşte bu “öteki” varlıklardan bir tanesi de Biçura’dır. Makalede Biçura’yı dış (fiziksel özellikleri, eylem dizisi, mitolojik statüsü) ve iç (psikoloji, sempati) yapılarını ortaya koyarak inceleyeceğiz. Gerek yazılı gerekse sözlü kaynaklarda ev, ocak, orman, su, dağ vd. iyelerinden ayrılan Biçura, girdiği evin yaramaz bir sakinidir. Özellikle Tatarlar ve Başkurtlar arasında yaygınlık gösteren Biçura adlı varlık, karakteri bakımından huysuz, kaprisli ve tutarsızdır. İnsanlarla uğraşmayı sever. Bulunduğu eve zenginlik, ayrıldığı eve ise fakirlik getirir. Mitolojik konumu da netleştirilmiş değildir ama ne yeraltı kara iyeleri gibi kendisinden tamamen korkulandır ne de göksel ve bütünüyle iyi bir varlıktır. Bu çalışmada ele aldığımız Biçura'yı tüm özellikleriyle, kendisinden bahseden ilk ve en eski yazılı kaynaklardan bugüne kadar tespit ederek ortaya çıkarmaya çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 73 |