Kudüs, Orta Doğu’nun en eski tarihi dönemlerinden itibaren çekim merkezi olmuş, üç semavi din için önemli bir mevkide bulunması nedeniyle de orta çağ süresinde başat devletler bu şehre hâkim olmak istemişlerdir. Selahaddin Eyyübi döneminde Kudüs’ün kaybedilmesiyle büyük darbe alan Haçlılar, Orta Doğu’da yitirdikleri konumlarını geri alabilmek için yeni seferler düzenlemiş ancak bunlar kısa süreli başarılar bir tarafa bırakılırsa muvaffakiyetsizlikle neticelenmiştir. Eyyübi Devleti tarih sahnesinden çekilmesinden sonra onların hâkim oldukları toprakların büyük kısmına hâkim olan Memlukler tüm dünyayı dehşet içerisinde bırakan Moğol askeri ilerleyişini 1260 yılında Ayn Calut Savaşı’nda durdurmuşlardır. Moğolların askeri güçleri ve taktiklerinin bölgedeki Ermenilerin ve Gürcülerin askeri desteğine rağmen bu yeni düşman karşısında yetersiz kalması onları zorunlu olarak yeni müttefikler aramaya itmiştir. Bu minvalde İlhanlıların Memlûklara karşısında Avrupalılar ve onların Ortadoğu’daki uzantıları Haçlı Devletleriyle ittifak kurma çabaları başlamıştır. Hülagü döneminde başlayıp İlhanlıların yıkılışına kadar başta papalık olmak üzere İngiltere ve Fransa kralları gibi Avrupa’nın güçlü hükümdarlarına elçiler Memlukler üzerine ortak bir sefer organizasyonu için defalarca gönderilmiş aynı şekilde Avrupa’dan da İran’a elçiler gelmiştir. Bu temaslar sırasında İlhanlılar Avrupa’nın desteğini almak ve yeni bir Haçlı seferi düzenlenmesini sağlamak için Hristiyanların kutsal şehri Kudüs’ü alıp onlara vermeyi teklif etmişler ancak Avrupalılar ise Hıristiyan olmayan bir topluma her zaman şüpheyle bakmışlardır. Avrupa ve Moğollar arasındaki tüm elçilik teatilerine rağmen Avrupa’daki siyasi karışıklıklar, mesafe problemi ve senkronizasyon zorlukları gibi nedenlerle Memlûklar’a karşı ortak bir harekât tanzimi mümkün olmamıştır. Bu çalışma İlhanlı-Avrupa ilişkilerini Kudüs ekseninde ele alacaktır.
Jerusalem has been a centre of attraction since the earliest historical periods of the Middle East, and because it is an important location for three monotheistic religions, the dominant states wanted to dominate this city during the medieval period. The Crusaders, who were hit hard by the loss of Jerusalem during the period of Saladin Eyyubi, organised new expeditions to regain their lost position in the Middle East. Still, these failed if short-term successes were left aside. After the Ayyubid State withdrew from the history stage, the Mamluks dominated most of the lands they conquered and ended the Mongolian military advance, which left the whole world in horror, in the Battle of Ain Jalut in 1260. The inadequacy of the armed forces and tactics of the Mongols against this new enemy, despite the military support of the Armenians and Georgians in the region, forced them to seek new allies. The inadequacy of the armed forces and tactics of the Mongols against this new enemy, despite the military support of the Armenians and Georgians in the region, forced them to seek new allies. In this way, the efforts of the Ilkhanate to ally with the Europeans and their extensions in the Middle East, the Crusader States, against the Mamluks began. Starting from the Hulagu period until the collapse of the Ilkhanate, ambassadors were sent to powerful rulers of Europe, such as the kings of England and France, especially the Papacy, to organise a joint expedition against the Mamluks. Similarly, ambassadors came from Europe to Iran. During these contacts, the Ilkhanate offered to take the Christian holy city of Jerusalem and give it to them to get the support of Europe and to organise a new Crusade. Still, the Europeans have always looked at a non-Christian society with suspicion. Despite all the embassy exchanges between Europe and the Mongols, it was not possible to organise a joint operation against the Mamluks due to political turmoil, distance problems and synchronisation difficulties in Europe. This study deals with the Ilkhanid-European relations on the axis of Jerusalem.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
NOT: DİZİN BİLGİLERİ İÇİN LOGOLARA TIKLAYINIZ.