Bu çalışma, Warhammer 40.000: Space Marine serisini iktisadi adalet perspektifiyle inceleyerek, oyunun yalnızca bir eğlence ürünü değil, aynı zamanda çağdaş kapitalist düzenin ideolojik izdüşümlerini yansıtan bir kültürel metin olduğunu ortaya koymaktadır. Analizde oyun mekaniği, anlatı, düşman temsilleri, emek süreçleri, ekolojik boyut ve dijital oyun endüstrisinin üretim pratikleri bir arada değerlendirilmiştir. İlk oyunun bireyci ve meritokrasiye dayalı ilerleme sistemi, seçkinlik ve hiyerarşiyi olağanlaştırırken; ikinci oyun kolektif işbirliği ögeleri içermekle birlikte, eşitsizliğin yapısal nedenlerini görünmez kılar. Imperium’un bürokratik-militarist yapısı, Forge World ve Hive World tasvirleri aracılığıyla emeğin sömürüsünü ve çevresel yıkımı estetize ederek doğal bir düzen gibi sunar. Orklar ve Tyranidler gibi düşmanların sürekli dışsal tehdit olarak konumlandırılması, içsel adaletsizliklerin sorgulanmasını engeller. Ayrıca oyun endüstrisinin kendisi, ön sipariş ayrıcalıkları, DLC politikaları ve ağır çalışma koşulları ile adaletsizliklerin dijital ortamda yeniden üretimine katkıda bulunur. Seri, normatif olarak gücün merkezileştirilmesini, emeğin görünmezleştirilmesini ve çevresel sürdürülemezliği meşrulaştırır. Bununla birlikte, oyuncular ve akademi için eleştirel okuma fırsatları sunarak daha adil oyun mekanikleri, anlatıları ve üretim koşullarının tasarlanmasına yönelik bir çağrı niteliği taşır. Bu yönüyle Space Marine, hem ideolojik yeniden üretim aracı hem de alternatif adalet anlayışları geliştirmek için verimli bir eleştirel alan işlevi görmektedir.
This study analyzes Warhammer 40,000: Space Marine series through the lens of economic justice, arguing that the games are not merely entertainment products but also cultural texts reflecting the ideological dynamics of contemporary capitalism. The analysis integrates gameplay mechanics, narrative structures, enemy representations, labor relations, ecological dimensions, and the production practices of the digital game industry. The first game’s individualistic and meritocratic progression system normalizes elitism and hierarchy, while the second game introduces elements of collective cooperation but obscures the structural roots of inequality. The Imperium’s bureaucratic-militarist organization, alongside the depictions of Forge Worlds and Hive Worlds, aestheticizes labor exploitation and environmental destruction, presenting them as natural order. Meanwhile, external enemies such as Orks and Tyranids are consistently framed as existential threats, diverting attention from internal injustices. Furthermore, the industry itself reproduces inequalities through preorder privileges, DLC policies, and exploitative labor practices in development. The series legitimizes centralized power, the invisibility of labor, and ecological unsustainability at a normative level. However, it also offers opportunities for critical reflection, encouraging players and scholars to imagine more equitable game mechanics, narratives, and production processes. In this sense, Space Marine functions simultaneously as a vehicle of ideological reproduction and as a critical arena for developing alternative visions of justice.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Economic Thought, Space Economy, Policy and Administration (Other), International Relations (Other), History of Economics (Other) |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | September 26, 2025 |
| Acceptance Date | October 28, 2025 |
| Publication Date | December 29, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 6 Issue: 2 |