Bu çalışmada, Heidegger metafiziğinin özünü oluşturan fundamental ontolojideki varlık kavrayışı ve bu kavrayışın ardındaki düşünme yapısının özdeşlik ilkesiyle olan bağıntısı analiz edilecektir. Bu çalışmanın temel amacı Heidegger’in aşmaya çalıştığı Batı metafiziğinin ousia temelli varlık kavrayışı problemini, Heidegger’de varlık ve Dasein’ın özdeşliği argümanı ile değerlendirmektir. Heidegger fundamental ontoloji ile, varlığın tarihi olarak değerlendirdiği Batı metafizik geleneğinin unuttuğu veya terk ettiği varlık kavrayışını dekonstrüksiyona uğratarak, varlığın anlamını yeniden açığa çıkarmayı amaçlar. Bu kapsamda Heidegger Batı metafizik geleneğinde iki farklı varlık kavrayışının olduğunu ifade eder: Birincisi varlığı phusis ile “orada belirecek olan” olarak kavrayan Antik Greek düşünme yapısıyla oluşan varlık kavrayışı; ikincisi Antik Greek metafiziğinin “orada olan” varlık kavrayışından koparak, varlığı ousia ile “mevcut olana” dönüştüren varlık kavrayışı. Birinci geleneği Antik Greek düşünürleri içerisinde özellikle Heraklitos temsil ederken, ikinci geleneği Aristoteles temsil eder. Bu kapsamda Heidegger Batı metafizik tarihinde varlığın unutulmuşluğu problemini, Aristoteles’in varlık kavrayışıyla oluşan “kategorik” düşünme yapsıyla temellendirir. Bu düşünme yapısı, varlığı düşünme ile olan özdeşliğinden kopararak ousia ile bir “mevcut olana” ve düşünmeyi de onun temsiline dönüştürür. Heidegger’e göre phusis olan varlığın ousia ile düşünmeden koparılması, aynı zamanda varlığın unutulmuşluğunun da temelini oluşturur. Bu nedenle fundamental ontolojide, varlığın unutulmuşluğundan sorumlu olan düşünme yapısının tarihsel izleri dekonstrüksiyona uğratılarak, varlık Antik Greek düşünmesindeki temelleriyle yeniden açığa çıkarılır. Varlığın açığa çıkarılması ise fundamental ontolojinin temel problemi olan Dasein’ın analiziyle gerçekleştirilir. Çünkü Heidegger’de Dasein varlığı kategorik düşünmenin neden olduğu unutulmuşluğundan açığa çıkararak, ona “zamansal” anlamını verecek olandır. Varlığın kategorik ilkelerle düşünmeden koparılan anlamı, Dasein ve varlığın mülkiyetinin “hiçlik”, “zamansallık”, “dünyasallık”, “mekansallık”, “kaygı”, “başkası”, “dünya içinde varlık” vb. kavramlarla birbirine ait kılınmasıyla yeniden inşa edilir. Bu kavramlarla inşa edilen varlık kavrayışında varlık ve Dasein, düşünme ve dil ile birbirinin mülkiyetinde özdeş kılınır. Bu bağlamda çalışmada Dasein ve varlığın özdeşliğinin nasıl inşa edildiği kavramsal bağlantılarla analiz edilirken, aynı zamanda bu kavramsal bağlantıları oluşturan düşünme yapısının özdeşlik ilkesine olan bağlılığı da analiz edilecektir. Böylece Heidegger’in fundamental ontolojisinde Dasein ve varlığın özdeşliği ile varlığı veya daha temelde düşünmeyi yeniden inşa ettiği, fakat varlığın veya düşünmenin eksistensiyalitesine “zamansal” bir öz yükleyerek aynı geleneğin özdeşlik ilkesine bağlı kaldığı gösterilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | October 30, 2014 |
Submission Date | February 24, 2016 |
Published in Issue | Year 2014 |
e-ISSN: 2645-8950