Dövüş Kulübü, insanları konfor ve eşyalaşma ile köleleştiren tüketim toplumuna karşı başkaldıran bir beyaz-yakalının hikayesidir. Bir direniş odağı olarak dövüş kulübünü ilginç kılan şey, burada sergilenen şiddetin karakteri ve mahiyetidir. Dövüş Kulübü’nün hikaye ettiği şiddet, ilk bakışta Georges Bataille ve Walter Benjamin’in tanımladığı şekliyle bir egemen-şiddet anlatısı olarak gözükmektedir. Ancak dövüş kulübündeki bu spontane, söylemsiz ve dolayımsız şiddet tanındıkça (recognition), egemen olma vasfını yitirerek, kanun-koyucu şiddete dönüşmeye başlamıştır. Dövüş Kulübü’nün dile getirdiği şiddetin doğasını inceleyen bu çalışma, Bataille ve Benjamin’in şiddet ve egemenlik üzerine olan görüşlerinden yola çıkarak, bir Dövüş Kulübü okuması sunmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, Dövüş Kulübü’nün egemen-şiddet ve tanınma paradoksu bağlamında genel bir incelemesi sunulacaktır. İkinci bölümde, Benjamin ve Bataille’ın egemenlik ve şiddet üzerine olan görüşleri, Dövüş Kulübü ile ilgili olacak şekilde ortaya konacaktır. Üçüncü bölümde, Benjamin ve Bataille’ın ortaya koyduğu yaklaşımlar ve görüşler doğrultusunda, Dövüş Kulübü’nde sergilenen şiddetin, egemen-şiddet olup olmadığı meselesi ele alınacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 25, 2020 |
Submission Date | March 12, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |
e-ISSN: 2645-8950