Abstract
Bu çalışmanın amacı Primo Levi, Jean Améry ve Victor Klemprer’in aktardıklarının ışığında toplama kampının ve toplama kampının yarattığı iki varolma biçimi olan Muselmann ve Sonderkommando’nun etik açıdan konumunu ele almaktır. Bu amaçla toplama kampı, insanın değerinin ve ahlaki ilkelerin askıya alındığı bir gri bölge olarak değerlendirilecektir. Gri Bölge iyi-kötü, doğru-yanlış, yasaklı-izinli, insan-insan-olmayan arasındaki ayrımların ortadan kalktığı bir alandır. Muselmann ve Sonderkommando ise bu gri bölgenin bir uzantısı olarak değerlendirilecektir. Gri bölgenin zorunlu üyesi olarak onların yaşamlarını radikalleştirdikleri ve özneliklerini yitirdiklerine değinilecektir. Sonuç bölümünde ise Muselmann ve Sonderkommando’nun durumunun etik tartışmaların odağında tutulması gerektiği çünkü onların ortaya çıkmasına neden olan koşulların bütünüyle yok olmadığı vurgulanacaktır.