The thoughts that no one can say boldly about the end of art, but are sometimes said to be implicit or implied, raise some questions. The idea that art, which is an effort of human self-creation, ends or will end is an unpleasant prophecy. What is the basis for the ideas raised within this context? The questions posed by the idea of the end of art are: does art, which is peer to human, has really come to an end or is the idea of the end of art a reality beyond prophecy? These kinds of questions are not the first time asked when the development process of art is examined. Whenever humanity has experienced a confusion especially in the face of technological
innovations, the art that had to redefine itself entered such deep identity crises. In order to provide satisfactory answers to the above questions, it is necessary to know the postmodern perception that the world today is based on. Accordingly, it is important to determine how the human is processed, in which position it is seen, what role is played in the cultural structure, in the developing new world design. In addition to the technological developments, technical innovations and transformations brought by the tools, the paths and methods followed by both corporate and external art events should be taken into account. It is not easy to say that anything has ended, died or was born or resurrected. In this respect, theoretical answers were sought for the above questions by connecting with the thought patterns that art was accepted as autonomous, original and most importantly elitist in the past and taking into account the cultural, social and economic structure of the postmodern world, the extremely wide limits enforced by technology, and the production forms and functions of art, in this article.The implication revealed as a result of the discussion is that the most important factor that will determine the future of art is human as in previous periods and the attitude that the artists will take will determine the result.
Никто не может смело сказать о конце искусства, но в некоторых случаях тайные мысли вызывают разные вопросы. Идея, что искусство заканчивается или закончится как человеческое усилие создать себя, является неприятным пророчеством. На чем основаны идеи, выдвинутые в этом контексте? Вопрос, поставленный по поводу конца искусства спрашивает, подшло ли исскуство, как современник человечества, к своей конечной стадии. Всякий раз, когда человечество испытывает путаницу, особенно перед лицом технологических инноваций, с искусством, которое вынуждено преобразоватся, происходит глубокий кризис идентичности. Чтобы дать удовлетворительные ответы на поставленные выше вопросы, необходимо воспринимать постмодернизм, на котором основан сегодняшний мир. Соответственно, важно определить, как расталкивается образ человека, в каком положении можно его увидеть, какую роль играет культурная структура в разработке нового дизайна мира. В дополнение к технологическим разработкам, техническим инновациям, преобразованиям, следует принимать во внимание то направление, по которому идут как корпоративные, так и внешние виртуальные действия и методы. Нелегко сказать, что что-то закончилось, умерло или родилось или же воскресло. В этом отношении в статье, ссылаясь на шаблоны мышления, в которых искусство считалось автономным, оригинальным и, что наиболее важно, элитарным и принимая во внимание культурную, социальную и экономическую структуру постмодернистского мира, чрезвычайно широкие ограничения, налагаемые технологией, производственными формами и функциями искусства, были найдены теоретические ответы на поставленные выше вопросы. Сделанный вывод в результате обсуждения, является наиболее важным фактором, в котором определяется будущее искусства. Надо отметить, что как и раньше главной фигкрой является человек, а отношение деятелей искусства к нему определяет лишь результат.
ÖZ
Sanatın sonu ile ilgili olarak hiç kimsenin cesaretle söyleyemediği ancak kimi zaman üstü kapalı ya da ima yolu ile de olsa söylenen düşünceler, akıllara bazı sorular getiriyor. İnsanın kendini var etme çabası olarak sanatın sona erdiği, ya da ereceği düşüncesi kulağa hoş gelmeyen bir kehanettir. Bu kapsamda ortaya atılan düşünceler hangi temellere dayanılarak söylenmiş düşüncelerdir? Sanatın sonu düşüncesinin ilk başta akla getirdiği soru acaba gerçekten insanla yaşıt olan sanat sona erme aşamasına mı geldi, ya da sanatın sonu düşüncesi kehanetten öte bir gerçek midir? Bu türden sorular, sanatın gelişim süreci hesaplandığında, ilk kez sorulan sorular değildir. Her ne zaman insanlık özellikle teknolojik yeniliklerin karşısında bir bocalama yaşamışsa, kendini yeniden tanımlamak zorunda kalan sanat böylesi derin kimlik bunalımlarına girmiştir. Yukarıdaki sorulara tatmin edici yanıtlar verebilmek için günümüz dünyasının yaslandığı postmodern algıyı iyi bilmek gerekir. Buna bağlı olarak gelişen yeni dünya tasarımında insanın nasıl bir biçimde işlendiği, hangi konumda görüldüğü, kültürel yapı içerisinde kendisine hangi rolün biçildiği gibi saptamalar önemlidir. Ayrıca teknolojik gelişmeler, teknik yenilikler, araçların getirdiği dönüşümlerin yanında hem kurumsal hem de kurum dışı sanal etkinliklerinin izlediği yol ve uyguladıkları yöntemler de hesaba katılmalıdır. Herhangi bir şeyin bittiğini, öldüğünü ya da doğduğunu, yeniden dirildiğini söylemek kolay değildir. Bu açıdan bu makalede, sanatın geçmiş dönemlerdeki özerk, özgün ve en önemlisi seçkinci olarak kabul edildiği düşünce kalıplarıyla bağlantı kurularak, postmodern dünyanın kültürel, sosyal ve ekonomik yapısı, teknolojinin zorladığı son derece geniş sınırlar ve sanatın üretim biçimleri ile işlevleri göz önünde tutularak yukarıdaki sorulara kuramsal olarak yanıtlar aranmıştır. Tartışmanın sonucunda ortaya konulan çıkarım sanatın geleceğini belirleyecek olan en önemli unsurun, daha önceki dönemlerde olduğu gibi, insan olduğu ve sanatçıların takınacakları tavırların sonucu belirleyeceği yönünde olmuştur.
Anahtar Sözcükler: Sanatın Ölümü, Postmodernizm, Teknoloji, Özgünlük, Sanatın Geleceği
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2020 |
Submission Date | June 21, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |