Pek çok tarih bilimcisi; insanların yaşadığı olayların, yazının bulunması ile kayda alındığını düşünerek tarihî çağları yazının bulunuşu ile başlatmak hatasına düşmüş veya kasıtlı olarak böyle bir yola gitmiştir. Hâlbuki insanoğlu, yaşadığı olayları, petroglifler vasıtasıyla kayaların üzerine nakşetmiştir. Tarih bilimcilerin bu gerçeği neden görmezden geldiği veya göremediği gerçekten merak konusudur. Petrogliflerden sonraki aşama, ideogram (doğrudan doğruya fikri ifade eden işaret, varlıkların sembolize edildiği ya da bir düşüncenin anlatıldığı çizim)dır. Daha gelişmiş ve düzenlenmiş biçimi ise piktogram (resimyazı)dır. Piktogramdan sonraki aşama damga dönemidir. Damgadan dile doğru giden yol, hece, yarı hece ve harf şeklinde gelişmiştir. Orhun Yazıtları, bu aşamaların en son noktasıdır. Türk (Runik) alfabesinin de kaynağı olan kaya üzerine çizilen Türk karakterli resimler ve figürlerin yayılma alanı, aynı zamanda Türklerin ve Türk kültürünün yayılma alanlarını da ortaya koymaktadır. Dünyada hiçbir şeyin tesadüf olmadığı düşünülürse kaya üstü resim, figür ve yazılar ile yer isimlerinin paralelliği nasıl açıklanabilir? Galiba bilim âleminin Türkler hakkında çözemedikleri hâlâ pek çok konu var... Bütün bu bağlantılar, paralellikler, ilişkiler doğru incelenip okunduğunda veya hiç değilse yorumlandığında dünya tarihi ile ilgili pek çok karanlık noktanın aydınlığa kavuşacağı muhakkaktır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2013 |
Submission Date | July 21, 2014 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 19 |