Bu çalışmanın amacı, ABD’de eğitimde program çalışmaları alanında 1970’lerde ortaya çıkan yeniden kavramsallaştırma akımının temel tezlerini ve alana getirdiği yeni bakış açısını incelemek ve buradan hareketle Türkiye’de Eğitim Programları ve Öğretim (EPÖ) alanının durumunu çözümlemektir. Bu amaçla alanyazın incelemeleri yoluyla yeniden kavramsallaştırma hakkındaki görüşler ve çatışmalı noktalar sunulduktan sonra, Türkiye’deki duruma dair sorunlar ve boşluklar irdelenmiştir[...1] . Bir paradigma değişimi olarak yeniden kavramsallaştırma, baskın-geleneksel “eğitimde program geliştirme” anlayışına karşı çıkan bir akımdır. Bu akım, eğitsel yaşantıların politik, kültürel, toplumsal cinsiyet ve tarihsel boyutlarıyla bilimsel bir disiplin olarak anlaşılmasını savunur. Programı anlamak için politik, ırksal, toplumsal cinsiyet, fenomenolojik, post yapısalcı ve post modern, otobiyografik ve biyografik, estetik, teolojik gibi, farklı ve rakip söylemleri kullanmak gerekir. Öte yandan Türkiye’de EPÖ alanının hikâyesi uzun ve engellerle doludur. II. Abdülhamit’ten Cumhuriyetin kuruluşuna dek eğitim programlarıyla ilgili çeşitli arayışlar sürdürülmüş, Cumhuriyetle birlikte eğitim programlarının kavramsallaşma ve kurumsallaşmasına yönelik çabalar artmıştır. Günümüzde Türkiye’de EPÖ alanında verilen lisansüstü eğitimin çeşitliliği veya seçenekliliği çoğunlukla göz ardı ettiği; felsefe, siyaset bilimi ve sosyolojiden uzak duran bir görünüm arz ettiği söylenebilir. Öğrenme-öğretme süreci ya da yaklaşımları konusunda sıklıkla ve derinlemesine takip edilen ABD alanyazını, güncel eğitim programı tartışmaları bakımından fazlaca izlenmemektedir. Bu bağlamda, çalışmada yeniden kavramsallaştırma akımının Türkiye’de neden ilgi görmediği tartışılarak, alana ilişkin bazı öneriler sunulmuştur.
Eğitim programları ve öğretim eğitimde program çalışmaları eğitimde program geliştirme yeniden kavramsallaştırma
The purpose of this study is to view the basic arguments and the new perspective brought in the field through the movement of reconceptualism that came along the curriculum studies in the USA in 1970s, and thus to analyze the situation of curriculum studies in Turkey. For this purpose, related and opposite views about the movement are presented through literature firstly, then issues and gaps are discussed in the Turkish context. Named as a paradigm alteration, reconceptualism is a movement that objects to the predominately traditional conception of “curriculum development”. This movement highlights the significance of the political, cultural, gender and historical aspects of educational experiences. According to the movement, the curriculum can be understood by examining different and opponent discourses that are political, racial, gender, phenomenological, post-structualist and post-modern, autobiographic and biographic, esthetic, and theological. In other respects, the history of the field of Curriculum and Instruction (CI) in Turkey is a long one and full of numerous obstacles. Several studies were carried out in pursuit of an appropriate curriculum from the time of Abdulhamid II to the foundation of the Turkish Republic; however, it was only after the Republic that further efforts were made so as to conceptualize and institutionalize the curriculum. It can be argued that the graduate programs in the field of CI commonly overlook variety and alternatives in Turkey at the present time, and seem to stay aloof from philosophy, politics and sociology. American literature, followed frequently and profoundly about teaching-learning processes or approaches, is not monitored well enough in terms of curriculum discussions. Concordantly, in this study, some suggestions are offered related to the field by arguing why reconceptualism did not draw interest in Turkey.
Other ID | JA43HC95HF |
---|---|
Journal Section | Review Article |
Authors | |
Publication Date | July 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 22 Issue: 3 |