Değişim, dönüşüm, evrilme tüm zamanlar ve mekanların ortak evrensel süreçleridir. Tarihsel dönemlere ait coğrafi kesitler bu gerçeği göstermektedir. İnsan eliyle oluşturulan ortamlardan birisi olan şehirlere insan aklı ve duyguları doğrudan yansımaktadır. Bu sebeple şehirler, konumlandırıldıkları coğrafi alan dâhil panaromik görüntüleri, mahrem detayları ve diğer özellikleri yanı sıra soyut hafızalarını, kendilerini kuran geliştiren insanın ortak aklı olarak yansıtırlar. Şehirde insanın sadece elinin değil aklının da izini görebilmeliyiz. İç güdülerin ve salt zekanın orta-uzun vadeli projeksiyon üretemeyen duygusallığından kurtulmuş bir aklı, özellikle de ileri akıl olan öz aklı yansıtması halinde şehrin akıllandığını ve evrildiğini, kemâlat yaşadığını söyleyebiliriz. Görüntü ve fiziksel koşullarla sınırlı mekânsal değişimler, insanı rahatlatıp memnun etse de onun kendini kendi gibi hissedeceği ortamlar oluşturamaz. Eğer evrensel genel doğrularla uyumlu aklın belirleyiciliği yoksa, ileri zekâ ürünleri ile gelen rahatlık ve memnuniyete rağmen mutlu yaşam standardına ulaşmak mümkün olmaz. Teknoloji, insana has bir kavram olarak, kendisini üreten akıl kadar onu kullanan akla göre şekillenir ve yaşama yön verir. Şehirlerin insan ve çevre ayrılmazlığını merkeze alan, koruyan ve geliştiren akılla inşa edilmeleri ancak akılla, dahası öz akılla yani evrensel genel doğrularla uyumlu akılla mümkündür. Öz aklın yön verdiği adımlara bu nedenle şehirleşmenin salih ameli diyebiliriz. Yapay zekâ gibi bilgi işlem kapasitesini kendi geliştirebilen otonom ürün ve sistemlerin şehirlere dokunmasının önüne geçmeye çalışmak, dünya ile birlikte nefes alıyor olmanın gereği olarak yanlıştır, global olarak da hem sağlıklı bir seçim değildir hem de sürdürülebilir bir tercih olmayacaktır. Ancak mekânın zekâ ile şekillendirilmesi sürecini akılla veya öz akılla yönetebilmek, dahası aletsel zekayı öz aklın belirlediği koşullarda yönetmek hayati önemdedir. Bu bakışla, CBS ve Geotasarım gibi güncel imkân ve metodolojileri bu perspektifle kullanmak, insanı ve şehri zekâ ile buluşmanın korkutan risklerinden koruyacağı gibi, gelişen teknolojilerden uzak kalmanın getireceği mahrumiyetlerle yaşamanın da önüne geçebilecektir.
Change, transformation, evolution is the common universal process of all times and spaces. Geographical sections of historical periods show this fact. Cities that are one of the environments created by human beings reflect people's feelings and emotions directly. For this reason, cities reflect the abstract memories, as well as the panoramic images including the geographical area they are located in, the intimate details and other features, as common intelligence of the person who develops them. In the city, we should be able to see not only the hand but also the mind. We can say that the intellects and intelligence of the city are intelligent and evolving and kemalat in the case of an intelligent, especially intelligent self-reflection of the intelligence freed from emotionalism that can not produce mid-long term projection. Spatial changes that are limited to image and physical conditions can not create environments in which he can comfort himself and feel like himself. If there is no intelligence that is consistent with universal general truths, it will not be possible to attain a happy life standard, even if it comes with comfort and satisfaction with advanced intelligence products. Technology, as a human concept, is shaped by the mind that uses it as well as the mind that produces it, and it gives life direction. The intelligent construction of cities that centralize, protect and develop the inhomogeneity of human beings and the environment is only possible with reason, and more intelligently, in mind with self-reasoning, that is, universal general truths. For this reason, we can say that urbanization is a righteous process. Trying to prevent autonomous products and systems, such as artificial intelligence, that can develop their own computational capacity from touching cities is wrong as a necessity of breathing with the world, and it is not a healthy choice globally and it will not be a sustainable choice. However, it is vital to manage the process of shaping space with intelligence or self-reasoning, and moreover, to manage the instrumental intelligence on the conditions that self-intelligence determines. From this perspective, using current means and methodologies such as GIS and Geotasium in this perspective will help prevent the risks of scaring people and city intelligence, as well as avoiding the deprivation of being away from evolving technologies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Human Geography |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2018 |
Submission Date | May 18, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 11 Issue: 2 |
International Refereed and Indexed Journal of Urban Culture and Management | Kent Kültürü ve Yönetimi Uluslararası Hakemli İndeksli Dergi
Information, Communication, Culture, Art and Media Services (ICAM Network) | www.icamnetwork.net
Address: Ahmet Emin Fidan Culture and Research Center, Evkaf Neigh. No: 34 Fatsa Ordu
Tel: +90452 310 20 30 Faks: +90452 310 20 30 | E-Mail: (int): info@icamnetwork.net | (TR) bilgi@icamnetwork.net