Avrupa Birliği’nin 2022 yılında kabul ettiği Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve bu direktif çerçevesinde geliştirilen Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları (ESRS), yalnızca AB merkezli şirketleri değil, aynı zamanda AB ile ticari ve operasyonel ilişkisi bulunan üçüncü ülke şirketlerini de etkilemektedir. Türkiye, AB üyesi olmamakla birlikte, Avrupa Birliği ile sahip olduğu güçlü ekonomik ve ticari ilişkileri nedeniyle bu düzenlemelerden dolaylı olarak etkilenme potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada, CSRD ve ESRS’nin kapsamı, yürürlüğe giriş takvimi ve üçüncü ülke şirketleri üzerindeki olası etkileri incelenmekte; Türkiye’de faaliyet gösteren ve bu düzenlemelerden öncelikli olarak etkilenebilecek olan şirketler, faaliyet türlerine göre kategorize edilmektedir. Bulgular, Türkiye’de AB içinde bağlı ortaklığı olan, AB ciro eşiğini geçen veya AB’li şirketlerin tedarik zincirinde yer alan şirketlerin 2025-2028 dönemi itibariyle ESRS’ye uyum konusunda artan yükümlülüklerle karşı karşıya kalacaklarını göstermektedir. Buna bağlı olarak, kurumsal hazırlıklılık düzeylerinin artırılması ve bu kapsamda, KOBİ’lere özel destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve düzenleyici kurumların yönlendirici rol oynaması gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu çalışma ile Türkiye’nin AB sürdürülebilirlik düzenlemelerine uyum sürecine ilişkin stratejik bir değerlendirme ortaya konulmakta, politika yapıcılar ve özel sektör için yol gösterici bir çerçeve sunulmaktadır.
The Corporate Sustainability Reporting Directive (CSRD), adopted by the European Union in 2022, along with the European Sustainability Reporting Standards (ESRS) developed under this directive, affects not only EU-based companies but also firms from third countries that maintain commercial and operational ties with the EU. Although Türkiye is not a member of the European Union, its strong economic and trade relations with the EU suggest a significant potential for indirect exposure to these regulations. This study examines the scope of the CSRD and ESRS, their implementation schedule, and the potential implications for non-EU companies, with a particular focus on Türkiye. Companies operating in Türkiye that are likely to be affected are categorized based on the nature of their business activities. The findings indicate that firms in Türkiye with EU-based subsidiaries, those exceeding the EU revenue threshold, or those integrated into the supply chains of EU companies are expected to face increasing compliance obligations between 2025 and 2028. Accordingly, the study emphasizes the need to enhance corporate preparedness, establish targeted support mechanisms for SMEs, and strengthen the guiding role of regulatory authorities. This paper offers a strategic assessment of Türkiye’s alignment with EU sustainability regulations and provides a guiding framework for policymakers and the private sector.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environmental Economy |
Journal Section | Makale |
Authors | |
Publication Date | September 3, 2025 |
Submission Date | August 6, 2025 |
Acceptance Date | September 1, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 1 Issue: 2 |