Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren topraklarını sürekli olarak genişletmiş ve 16. yüzyılda üç kıtada hüküm süren bir devlet haline gelmiştir. Bu süreçte Anadolu siyasi birliğini sağlamak maksadıyla Anadolu beylikleriyle de mücadele etmiş ve 16. yüzyılın ilk çeyreğinde beyliklerin tamamını ilhâk etmiştir. Bu büyüme tabiatıyla sadece coğrafi alan ile sınırlı kalmamıştır. Beyliklerin bünyesinde olan aşiret ve cemaatler de Osmanlı idaresine girmişlerdir. Konar-göçer bir hayat tarzı sürdüren bu unsurların bir kısmı, Osmanlı hukuk ve vergi düzenine intibakta zorlanmış, mevcut yapıyı hemen kabullenememiştir. Bu durum karşısında Osmanlı Devleti, konar-göçerlerin hem devlete sıcak bakmalarını sağlamak hem de muhalif birliktelikleri engellemek için her bir gruba farklı yükümlülükler vermiştir. Atçeken ve yüzdeci cemaatleri, federasyon şeklinde oluşturulmuştur. Bunlar ya ana teşekküllerinden ayrılan çeşitli oymakların birleşmesinden meydana gelmiştir. Ya da bir teşekkülden ayrılmış küçük gruplar halinde oluşturulmuştur. Karaman Beylerbeyliği’nde bazı konar-göçer gruplar ise piyadegân olarak kaydedilmiştir. Bunlar, Osmanlı Devleti’nin askeri bakımdan dayandığı güçlerden biri olmuştur. Geniş bir coğrafyada yer alan Osmanlı Devleti, devlet olmanın gerektirdiği bazı sorumlulukları zaman zaman halkla paylaşmıştır. Karaman Beylerbeyliği’ndeki konar-göçerler de bu paylaşımın bir parçası olarak köprü tamiri, madencilik, suyolu hizmeti, odunculuk ve benzeri birçok yükümlülüğü yerine getirmiştir.
The Ottoman Empire expanded its territory consistently since it had been established and became a state that reigned three continents in the 16th century. Within this period, it combated Anatolian Principalities to provide political unity and solidarity in Anatolia and annexed all of the principalities in the first quarter of the 16th century. This growth was not limited only to the geographical area by all means. The tribes and communities in the principalities were also included the Ottoman administration. Some of the nomads found it difficult to adjust themselves to legal tax regulations of Ottoman Empire and they could not adopt current condition soon. Under these circumstances Ottoman Empire put every nomad groups under different obligations to make them well adjusted with the Empire and to prevent them to dissent. Atceken and yüzdeci communities were constituted as federations. These communities were constituted either as small groups separating from the entity or the union of the phratries. Some nomad groups were recorded as piyadegan. These groups were called as armaments. Ottoman Empire occasionally shared some responsibilities required to be state to the public. Nomads in Karaman province as a part of this communion fulfilled their obligation as repairing bridges, mining, waterways service, wood chopping and so on.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 14 |