İslam miras hukuku (feraiz), kişilerin öldükten sonra geriye bıraktıkları malların (tereke) paylaştırılmasını düzenleyen kurallar bütünüdür. Feraizin omurgası bizzat Kur’an ve sünnet ile oluşturulmuş, geri kalan detaylar ise icma ve içtihat tarafından tamamlanmıştır. Feraizde mirasçılar hısımlık bağlamında, tartışma olmaksızın, ashabül feraiz (belirli pay sahipleri) ve asabe ( ashabül feraizden artanı; onlar yoksa tamamını alan) şeklinde iki türlüdür. Bunların mirasçı olabilmeleri, hisseleri, mirastan mahrumiyeti gibi hususlar en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiştir. Mirasçılar mirası paylaştığında toplam payları; paydaya eşit, paydadan büyük veya paydadan küçük olabilir. Pay ve payda eşit ise adile denilir. Pay paydadan büyük olursa bu duruma avliye denilir ki pay ve paydanın eşitlemesi için iki farklı görüş uygulanmıştır. Pay paydadan küçükse buna reddiye denilir; artan asa-beye verilir. Asabe de yoksa artan kısmın ne olacağı farklı görüşlerin doğmasına neden olmuştur. Osmanlı Devleti’nde mülk mallar için İslam miras hukuku tatbik edilmiştir. Uygulamada, hemen her dalda olduğu gibi, Hanefi mezhebinin görüşleri tercih edilmiştir. Adile ve reddiye olan meseleler birebir uygulanmıştır. Ancak bazı avliye meselelerinde az da olsa azınlık görüşün öne sürdüğü içtihatlara uygun çözümlere rastlanılmıştır. Çalışma-da üç hal de örneklerle izah edilmiştir.
The Islamic law of inheritance refers to the laws and regulations regarding the division of estate upon the ancestor’s or benefactor’s death. The essential standards of the Islamic law of inheritance are based on (i) the Holy book Quran and (ii) sunnah- words and deeds of the Prophet Mohammed. Other additional stan-dards of the Islamic law of inheritance are regulated by ijma and ijtihad According to the Islamic law of inheri-tance, there are two kinds of next of kin relatives entitled to inherit; ashab al furud (those who are primarily entitled to inherit), agnates (those who are entitled to inherit either (i) what remains after ashabül feraiz inherit their entitlement or (ii) all estate if there are no next of akin relatives who are considered ashab al furud). Isla-mic law of inheritance regulates every single detail about who is entitled to inherit what and who is not entitled. The sum of the total amount inherited by all inheritors may be equal to the original amount of estate or more or less than that. It is called adile when the sum of the total amount inherited is equal to the original amount of estate. It is called al-awliyyah when the sum of the total amount inherited is more than the original amount of estate. Two different regulations have been enacted to equalize the sum of the total amount inherited and the original amount of estate. It is called reddiye when the sum of the total amount inherited is less than the origi-nal amount of estate. In this case, the balance is given to agnates. The absence of agnates in such a case have led to the emergence of different opinions as to how the balance should be divided. Ottoman Empire applied the Islamic law of inheritance for the division of property estate. In practice, as usual, the provisions of Hanafi school were applied. In the case of adile and reddiye, the provisions of Hanafi school were applied as is. In some al-awliyyah cases, although few, there are occasions where the provisions of a minority group were applied. This study explains the three situations with examples.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2022 |
Submission Date | March 25, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 1 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International