İstihsân delilinin İslam Hukukundaki konumu mezhepler arasında
sürekli tartışılagelmiştir. Başta Hanefî mezhebi olmak üzere, birçok mezhep
hüküm çıkarmada istihsân deliline müracaat etmiştir. Öyle ki; istihsân denilince
akla ilk gelen mezhep Hanefî mezhebi olmuş, delil mezhep ile adeta
özdeşleşmiştir. Oysa Mâlikî ve Hanbelî gibi mezheplerin söz konusu delille
sonuca ulaştıklarına dair bolca misaller bulunmaktadır. Öte yandan başını Şâfiî mezhebinin çektiği
diğer bir grup da, istihsânın hücciyyetine şiddetle karşı çıkmış, muhaliflere
karşı ağır ifadeler kullanmaktan geri durmamışlardır. Aslında akıl melekesinin
naslardaki makâsıdı kavramada ne kadar etkin olduğunu gördüğümüz istihsân
delilini, Hanefî mezhebi perspektifinde değerlendirmek yerinde olacaktır. Bunun
için de, çalışmamızda Hanefî akılcılığının ilk ve en tipik uygulamalarına
rastlanılan Şemsüleimme es-Serahsî’nin (ö. 483/1090 [?]) el-Uṣûl ve el-Mebsûṭ
adlı eserlerinde, konunun İslam Ceza Hukukundaki uygulamalarını ele almak ve
istihsân delilini daha iyi tahlil etmek hedeflenmiştir. Bu çalışmada önce
istihsânın İslam Hukuku’ndaki genel konumuyla beraber Serahsî’nin yaklaşımı
mukayese edilmiş, daha sonra İmam’ın hem kendi mezhebindeki bazı fukahaya hem
de istihsânın hucciyyetine muhalif olanlara yönelttiği eleştirilere yer
verilmiş ve son olarak da Müellif’in, bahsedilen eserlerindeki ceza hukukuna
dair bölümlerde istihsân delilini nasıl ele aldığı ve değerlendirdiği mercek
altına alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 25, 2019 |
Acceptance Date | June 19, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |
Kocaeli İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Kocaeli Journal of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International Licence.