İnsanlar için kutsal bir varlığa inanma ve ona bağlanma psikolojik bir eğilimdir. Her dinin kendi teolojisine dayalı bir Tanrı algısı vardır. Tanrı imgesi çok boyutlu bir yapıya sahiptir ve farklı niteliklerle ifade edilebilir. Tanrı imgesinin bireyin yetiştirilme tarzı, tabi olduğu dinî inanç ve geleneklerden etkilenerek oluştuğu bilinmektedir. Alınan eğitim, aile yaşantısı, çevre ve kişisel ilgi gibi etkenlerden hareketle kendi zihnimizde bir Tanrı algısı oluştururuz. Bu algı çalışmamızda olumlu ve olumsuz Tanrı algısı olarak ele alınmıştır. Bir toplumu anlayabilmek için o toplumda hâkim olan sosyo-kültürel yapıyı ve Tanrı algısını bilmek gerekir. Romanlar yaşadıkları toplum içerisinde kendilerine has özellikleri ile dikkat çeken bir topluluktur. Eğitim, istihdam, karar alma mekanizmalarına katılım ve dışlanma Romanların temel sorunları arasında yer almaktadır. Romanlara karşı dinî ve ahlakî önyargıların olduğu bilinen gerçekler arasındadır. Romanlara yapılan ayrımcılık ve ırkçılık maalesef her coğrafyada devam etmiştir. Romanlar dünyanın birçok yerinde yaşamış farklı bölgelere göç etmişlerdir. Çoğu toplum göç ettikleri yerlerde hâkim olan kültürel yapıyı benimseyip kendi özelliklerini kaybeder ve asimile olur. Romanlar göç ettikleri yerlere uyum sağlayan ve kendi kültürlerini devam ettirmeyi başaran bir topluluktur. Türkiye, dinî gruplar ve etnik kimlik açısından oldukça zengin bir coğrafyaya sahiptir. Toplum mozağimizin bir parçasını Roman kültürü oluşturmaktadır. Toplumumuzun önemli bir kesimini oluşturan Romanlar hakkında mevcut bilgiler genellikle rivayet ve hurafelere dayanır. Araştırmamız Bursa ili, Yıldırım ilçesinde yaşayan Müslüman Romanların sosyo-demografik yapılarını görünür kılarak, Tanrı’ya ve dine yükledikleri anlamı incelemektedir. Her toplumda, her dönemde, her insanda yani her zaman ve her yerde Tanrı fikri varlığını korumuştur. Roman bireylerin Tanrı algılarını belirlemek ve bu Tanrı algısını demografik veriler doğrultusunda ortaya çıkarmak araştırmamızın amaçlarından biridir. Araştırmamızda, Tanrı algısında sevgi ve korku duygularından hangisinin baskın olduğu ortaya konulmaya çalışıldı. Araştırmaya 18 yaş ve üstü olan Bursa ili, Yıldırım ilçesi sınırları içerisinde yer alan Beyazıt ve Selimzade Mahallelerinde ikamet eden 122 Roman birey katılım sağlamıştır. Romanlar burada şehrin merkezinde, yerli halkla hem iç içe hem de onlardan farklı özgün bir halde toplu olarak yaşamaktadırlar. Çalışmanın giriş bölümünde alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verilmekte, birinci bölümde teorik çerçeve yer almaktadır. Bunun yanında Romanların tarihsel sürecine ve sosyo-kültürel özelliklerine değinilmiştir. İkinci bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, örneklemi ve yöntemine dair bilgi verilmiştir. Üçüncü bölüm örneklem grubunun Tanrı Algısı Ölçeği ve Sosyo-Demografik Bilgi Formu’na verdikleri cevaplardan elde edilen verilerden oluşmaktadır. Sonuç bölümünde ölçek sonuçlarından elde edilen veriler yer almaktadır. Çalışmamızın sonucunda örneklem grubumuzdaki Roman bireylerin sevgi yönelimli Tanrı algısına sahip olduğu tespit edilmiştir. Roman bireylerin Tanrı algısı ile yaş ve ekonomik düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir. Eğitim düzeyi ile Tanrı algısı arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Roman bireylerin cinsiyet ve medeni durumu ile Tanrı algısı arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Elde edilen sonuçların Roman bireyler ve Tanrı algısı ile yapılacak olan alan yazın çalışmalarına fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
It is a psychological tendency for people to believe in and adherence to a sacred being. Based on its own theology, every religion has a perception of God. The image of God has a multidimensional structure and can be expressed with different features. It is known that the image of God is formed by being influenced by the individual's upbringing, religious beliefs and traditions. We create a perception of God in our own minds based on factors such as education, family life, environment and personal interest. This perception is discussed in our study as positive and negative perception of God. In order to understand a society, it is necessary to know the socio-cultural structure and perception of God that prevail in that society. Gypsies are a community that attracts attention with their unique characteristics within the society they live in. Education, employment, participation in decision-making mechanisms and exclusion are among the main problems of gypsies. It is a known fact that there are religious and moral prejudices against gypsies. Unfortunately, discrimination and racism against gypsies continued in every geography. Gypsies have lived in many parts of the world and migrated to different regions. Most societies lose their own characteristics and assimilate by adopting the cultural structure that prevails in places they have migrated to. Gypsies are a community that adapts to the places where they migrated to and manages to maintain their own culture. Türkiye has a very rich geography in terms of religious groups and ethnic identity. Gypsy culture forms a part of our social mosaic. Existing information about gypsies that are an important part of our society is generally based on rumors and superstitions. Our research examines the meaning they attribute to God and religion by making visible the socio-demographic structure of Muslim gypsies living in Yıldırım district of Bursa city. The idea of God has preserved its existence in every society, in every period, in every person, which means in every time and place. One of the aims of our research is to determine the perception of God of gypsy individuals and reveal this perception of God in line with demographic data. In our research, we tried to reveal which of the emotions love or fear is dominant in the perception of God. A total of 122 gypsy individuals aged 18 and over, residing in Beyazıt and Selimzade neighborhoods of Yıldırım district of Bursa city , participated in the study. Gypsies live collectively in the center of the city, both intertwined with and distinctly different from the local people. In the introduction part of the study, information is given about studies carried out in the field, and the theoretical framework is presented in the first section. In addition, the historical course and socio-cultural characteristics of gypsies are mentioned. In the second section, information on the problem, purpose, importance, sample and method of the research is given. The third section consists of the data obtained from the sample group's answers to the God Perception Scale and socio-demographic information form. In the conclusion section, the data obtained from the scale results are presented. As a result of our study, it was determined that the gypsy individuals in our sample group had a love-oriented perception of God. No statistically significant relationship was found between the age and economic levels of Gypsy individuals and their Perception of God. A statistically significant and positive relationship was determined between education level and Perception of God. There was no significant difference between the gender and marital status of Gypsy individuals and their Perception of God. It is thought that the results obtained will benefit literature studies on gypsy individuals are their perception of God.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Psychology of Religion |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 12, 2024 |
Publication Date | June 15, 2024 |
Submission Date | March 15, 2024 |
Acceptance Date | June 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |