Geçtiğimiz yüzyılda konuşulmaya başlanan ve içinde bulunduğumuz yüzyılda sürekli
gündemde olacak olan küreselleşmenin pek çok boyutu var. Hiç bir devlet de bu süreç
içerisinde kendi kabuğuna çekilme lüksüne sahip değildir. Devletlerin kimliği, işleyişi, düzeni
salt kendilerini ve kendi yurttaşlarını ilgilendiren bir durum değil. Bu bağlamda devlet kimliği,
ülke içerisinde yaşayan, çalışan ve hizmetten faydalanan kesimler için benzer bir
fotoğrafa gönderme yapmalı ve güvenilir, adil, sosyal devlet gibi evrensel normlara uygun
bir anlayışın içerisini doldurmalıdır. Bunun gerçekleşebilmesi için saydamlık, hesap verebilirlik,
sağlıklı iletişim, demokrasinin bütün unsurlarının yaşama geçirilmesi ve birlikte yönetim
anlamına gelen yönetişim anlayışı bu kimliğin edinilmesinde temel kavramlardır. Ülkemizde
kamudaki egemen anlayış, kurumu sahiplenerek kendi egosunu tatmin etmek ve kişisel ya
da yakın çevrenin çıkarlarını öncelemektir. Mikro düzeyde yönetişimi gerçekleştirebilmek ve
bu yönde adım atmak makro düzeyde yönetişimin önünü açacak ve kurumsallaşma
olgusunu arzu edilen düzeye taşıyacaktır. Bu bağlamda kamuda yeniden yapılanma ve eleman
seçiminde nesnel ölçütlerin ön koşul olması gerekir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ekim 2009 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ağustos 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 9 |