The forms of communication that have evolved with the development of technology are internalized at varying rates across generations, primarily due to the different degrees of technological engagement. The internet, which developed rapidly after 2000, has turned social media into an intensive communication medium. The intensive use of social media has also led to communication problems among individuals. In this context, social media addiction has become one of the most discussed issues in the disciplines. This study investigates the relationship between social media addiction and loneliness and selfishness levels of individuals born after 2000 and defined as Generation Z. In the study a mixed methods approach including both quantitative and qualitative dimensions were used as analysis techniques. In the qualitative dimension, the design of the study was structured as a phenomenological study. Data were analyzed using content analysis technique. Data were obtained from 10 students in Generation Z completing the sentence “Social media is similar to ................; because..............”. In the quantitative dimension, the form prepared with social media addiction, loneliness and selfishness scales using the survey technique was applied to a total of 127 high school students across different grade levels and school types. The results were analyzed using the SPSS program. According to the results of the analysis, it was concluded that there is a moderate relationship between social media addiction and tendency toward selfishness in Generation Z individuals, there is a moderate relationship between social media addiction and loneliness perception, there is no significant difference between social media addiction and social gender since there is no significant difference between the mean scores between social media addiction and social gender. Ultimately, the data obtained from the quantitative analysis were supported by the qualitative findings, reinforcing the overall conclusions.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte yeni formlar kazanan iletişim biçimleri, kuşaklar bağlamında bu iletişim biçimlerinin farklı oranlarda içselleştirilmesine neden olmaktadır. Burada temel farklılık, kuşakların tekniğin gelişimine angaje olma durumlarının derecesidir. 2000’den sonra hızla gelişen internet, sosyal medyayı yoğun iletişim mecrası haline getirmiştir. Sosyal medyanın yoğun kullanımı, aynı zamanda bireylerde iletişim problemlerini de ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda sosyal medya bağımlılığı, disiplinlerde en çok tartışılan mevzulardan biri haline dönüşmüştür. Bu çalışma, 2000 sonrasında doğan ve Z kuşağı olarak tanımlanan bireylerin sosyal medya bağımlılıkları ile yalnızlık ve bencillik düzeyleri arasındaki ilişkinin irdelenmesini esas almıştır. Araştırmada, analiz tekniği olarak hem nicel hem nitel boyutları içeren karma yöntemler kullanılmıştır. Nitel boyutta çalışmanın deseni olgu bilim biçiminde düzenlenmiştir. Verilerin analizi içerik analizi tekniğiyle yapılmıştır. Z kuşağında 10 öğrencinin “Sosyal medya ……………. benzer; çünkü……….....” cümlesini tamamlamasıyla veriler elde edilmiştir. Nicel boyutta ise anket tekniği kullanılarak sosyal medya bağımlılık, yalnızlık ve bencillik ölçekleriyle hazırlanan form, farklı lise türlerinde okuyan her sınıf seviyesinde toplam 127 kişiye uygulanmıştır. Spss programı ile sonuçlar analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre Z kuşağı bireylerinde sosyal medya bağımlılığı ile bencillik eğilimi arasında orta düzeyde bir ilişki olduğu, sosyal medya bağımlılığı ile yalnızlık algısı arasında orta düzeyde bir ilişki olduğu, sosyal medya bağımlılığı ve toplumsal cinsiyet arasında puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark olmadığı için sosyal medya bağımlılığı ile toplumsal cinsiyet arasında anlamlı bir fark olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Nihai kertede nicel olarak elde edilen veriler, nitel olarak elde edilen veriler tarafından da desteklenmektedir.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Social Psychology |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | June 30, 2025 |
| Submission Date | May 12, 2025 |
| Acceptance Date | June 16, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 3 Issue: 1 |