İnsan, kendi işini kendisi görebilme becerisine ve özgürlüğüne sahip ise de sosyal bir varlık olması bakımından zaman zaman bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabilmektedir. Kural olarak bir kişinin başkasının işini görebilmesi için kendisine vekalet verilmiş olması gereklidir. Bir kişinin sözleşme veya kanundan doğan bir yetkisi olmamasına rağmen başkasının hukuki alanına müdahale etmesi durumunda vekaletsiz iş görme kurumu gündeme gelecektir. Bu kurumun konusunu iş görme oluşturmaktadır. Oluşan bu hukuki ilişkide iş gören ve iş sahibi sıfatlarını alan iki taraf bulunmaktadır. İş gören, iş sahibinin yasakladığı bir işi görmemelidir. Burada iş gören, ya iş sahibinin yararına ve tahmin olunan maksadına uygun olarak ya da bilerek veya yanılarak işi kendisinin sanarak hareket etmektedir. Bundan dolayıdır ki gerçek ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görme olarak ikili ayrıma gidilmektedir. İş görme ile taraflar arasında oluşan hukuki ilişki nedeni ile taraflara bazı haklar sağlanmaktadır ve borçlar yüklemektedir. Vekaleti olmaksızın iş gören kişi, üstlendiği işi başarı ile sonuçlandırma, iş sahibine haber ve hesap verme borcu altına girerken kendisine iş sahibinden masrafları ve ücret isteme, iş görme sebebi ile meydana gelen zararın tazminini talep etme ayrıca da hapis ve ayırma hakları gibi haklar tanınmıştır. Bununla beraber iş sahibi ise, iş görenin gerçekleştirdiği masrafları ve zararları tazmin etme borcu altına girmekte ve iş görenin elde ettiği kazanımları talep etme hakkına sahip olmaktadır.
Tarihi temelleri Roma hukukuna dayanan vekaletsiz iş görme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un “Özel Borç İlişkileri” başlığı altında, 526-531 maddeleri arasında düzenlenmektedir. Sadece altı maddelik bir düzenlemeden oluşan bu kurum, iş görenin toplumsal yardımlaşma şeklindeki davranışı ile iş sahibinin hukuki alanına müdahale arasında sağlanması şart olan dengeden dolayı uygulamada geniş yer bulmuştur ve hukuk dünyasında çok tartışılmıştır. Türk hukukunda vekaletsiz iş görmenin hukuki niteliği hakkında doktrinde yapılan tartışmada hukuka aykırı fiil olduğu ileri sürülürken sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil kurumuna dahil edilmesi gerektiği tezleri savunulmuş ve hukuki işlem benzeri bir fiil olduğu genel kabul görmüştür. Ayrıca vekaletsiz iş görmenin sistematik açıdan kanundaki düzenlendiği yer, iş görenin iş görme iradesine sahip olup olmama şartı, bu kurumun yetkisiz temsil ile arasındaki farklar, zaman aşımı gibi konular doktrinde yürütülen tartışmaların merkezinde yer almaktadır.
Bu çalışmada vekaletsiz iş görme kurumunun Türk hukuk sistemindeki yeri, niteliği, türleri ve hükümleri ve de tarafların hak ve borçları Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak incelenmiştir.
Vekaletsiz İş Görme İş Sahibinin Yapılan İşi Uygun Bulması İş Görme İradesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Kasım 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 1 Sayı: 2 |