Merkez Bankalarının asli görevleri olan, ekonomide fiyat istikrarını sağlama amacından uzaklaşmaları, 1990’lı yıllardan itibaren Merkez Bankalarına olan toplumsal güveni azaltırken, ülkelerdeki enflasyon beklentilerini de arttırmıştır. Bu durum, hükümetleri yeni para politikası stratejisi olarak enflasyon hedeflemesi uygulamasına yöneltmiştir. İlk olarak 1990 yılında Yeni Zelanda’da uygulanan stratejinin başarılı sonuçlar vermesi, diğer ülkelerin de enflasyon hedeflemesine yönelmesine neden olmuştur. Uygulama öncesinde, programın istenilen hedefe ulaşması bakımından bir takım ön koşullarının hazırlanması gerekmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik ve sosyal yapı farklılıkları, bu hazırlık sürecini değiştirebilirken, uygulama sonuçlarını da etkileyebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde oldukça başarılı sonuçlar gösteren enflasyon hedeflemesi gelişmekte olan ülkelerde, özellikle uygulamaya geçiş aşamasında zorluklarla karşılaşılmasına sebep olmaktadır. Türkiye’de ise uzun yıllardır yaşanan istikrarsızlıklar ve yüksek kronik enflasyon, açık enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçişi geciktirmiştir. Ön koşullarının 2005 yılında tamamlanmasından sonra açık enflasyon hedeflemesi stratejisi 2006 yılında uygulanmaya başlanmıştır
Enflasyon enflasyon hedeflemesi fiyat istikrarı mali baskınlık mali derinlik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 2007 Sayı: 2 |