Girişimcilik aşamasındaki burjuvazi,üretim araçlarının sahibi olması nedeniyle, otoritesini fabrika içinde kurmuş ve uygulamıştır. Mülkiyet hakkının bir kısmını oluşturan,otoritesinin bu kullanımı ; gerçekten de,son derece yalın bir kavram olarak mülkiyetin,çalışanlar üzerinde kurulan kurumsallaşmış bir erk olarak yorumlanmasına neden olmuştur. Mülkiyet yoluyla edinilen bu meşruiyetin aksine,yönetici zümresinin kullandığı yetki,pek çok bakımdan siyasal kurumlar merkezini andırmaktadır.Bu anlamda burjuva,kendisinin kurduğu teşebbüse sahip olan ve yöneten bir kimsedir. Mesleki gelişmesinin başlangıcında nitelikli bir zanaatkâr veya yetenekli bir mağaza sahibi olan burjuvazi,kendisinin kurduğu bu üretim odağını geniş ölçekli bir fabrikaya veya güçlü bir şirkete dönüştürmüş;saha,ölçek ve üretimde gelişmesini sürekli kılmıştır.Gerçekte,mülkiyet ve denetimin birbirinden ayrılması,toplumsal konumların yapısında olduğu kadar bu yerlere atanacak personelin niteliğinde de önemli değişikliklerin olmasını gerektirmektedir. Yöneticiler,modern bürokrasilerdeki amirlerin gerçek güdülerinden çok daha fazla kazanç motifini hissetmiş kimselerdir. Ekonomik bakımdan yöneticiler karlılık,verimlilik ve üretkenlik gibi konularla ilgilenmişlerdir. Orta sınıf,sanayi,ticaret ve kamu yönetiminde ücretli olarak çalışan insanlardan oluşmuştur
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 2005 Sayı: 2 |