İşveren tarafından, işçinin iş sözleşmesinin haksız bir nedenle feshedilmesi halinde, işçinin işverene karşı, işe iade talebiyle dava açma hakkı bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, işveren işçinin sözleşmesini sebep göstermeden veya geçerli olmayan sebeple feshederse, işçi tarafından işe davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. İşveren, bu durumda yapılan feshin geçerli bir nedene dayandığını ispatlamalıdır.
İş kanunu m. 19’da ise, sözleşmenin fesih usulü ifade edilmiştir. Buna göre, ‘’ İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” şeklinde fesih usulü izlenmelidir.
İşe iade davası açabilmek için bir takım şartlar öngörülmüş durumdadır. Bu şartları yerine getiren işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır. Ancak, mevcut yargılama sürelerinin uzunluğu ve hayatın olağan akışı çerçevesinde kimi hallerde işçi, açmış olduğu davanın sonucuna ulaşamadan vefat edebilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşılması ve işçinin davayı kazanması halinde, işe iade davası sonucunda işçi bir takım alacak kalemlerine hak kazanacaktır. Bu kalemlerden biri de, İş Kanunu m. 21’ de düzenlenen, en çok dört aylık süre için işçiye ödenecek ücret ve diğer haklardır. Bu sebeple, çalışmada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun işe iade davası yargılaması sırasında vefat eden işçinin mirasçılarına, boşta geçen sürelere ilişkin öngörülen ücret ve hakların ödenip ödenmeyeceği meselesi incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 1 |