This article examines the concept of the "Uber-Marionette," proposed by British actor, director, and designer Edward Gordon Craig as an opposition to romantic subjectivity and realism in acting, alongside the "Model" actor concept introduced by French filmmaker Robert Bresson, within the context of early 20th-century acting theories and methodologies. Both artists transcend and redefine traditional realism, advocating a new mode of representation that emphasizes formal and aesthetic qualities. Craig’s "Uber-Marionette," which relies on movement and gestures as primary expressive tools, and Bresson’s "Model," characterized by the absence of overt emotional expression in cinema, are comparatively analyzed in both form and content. The study discusses these approaches in relation to the artistic contexts of their era, highlighting their aesthetic directions. Ultimately, Craig and Bresson reposition the actor’s function beyond mere emotional expression, establishing a new representational paradigm. Thus, their proposals are interpreted as a formal and conceptual critique against conventional norms of 'realism' in acting.
Bu makale, 20. yüzyıl başlarında şekillenen oyunculuk teorisi ve metodoloji bağlamında İngiliz oyuncu, yönetmen ve tasarımcı Edward Gordon Craig’in oyunculukta romantik öznelliğin ve realizmin bir karşıtı olarak sunduğu "Kukla Üstü" (Uber-Marionette) kavramı ile Fransız sinema yönetmeni Robert Bresson’un "Model" oyuncu yaklaşımını ele almaktadır. Her iki sanatçı da oyunculukta ‘gerçekçilik’ anlayışının sınırlarını aşıp yeniden tanımlayarak, performansın biçimsel ve estetik düzeyde yeniden tanımlandığı yeni bir temsil anlayışı ortaya koymuştur. Bu temsil anlayışından yola çıkarak, Craig’in hareket ve jestlerin anlatım aracı olarak kullanılmasına yönelik sunduğu ‘Kukla Üstü’ önermesi ile Bresson’un sinemada bilinçli ifadeden arındırılmış ‘Model’ oyuncu anlayışı hem içerik hem biçim açısından karşılaştırmalı olarak analiz edilmektedir. Çalışma, bu iki yaklaşımın dönemin sanatsal bağlamlarıyla birlikte oyunculukta temsil meselesine nasıl yaklaştığını ve hangi estetik yönelimleri barındırdığını tartışmaktadır. Sonuç olarak hem Craig hem de Bresson, oyuncunun sahne ya da perde üzerindeki işlevini salt ifade aracı olmanın ötesine taşıyarak, yeni bir temsiliyet anlayışı inşa etmişlerdir. Bu bağlamda her iki sanatçının da önerileri, oyunculuk sanatında ‘gerçeklik’ normlarına karşı biçimsel ve düşünsel bir itiraz olarak değerlendirilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Acting-Stage Direction |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | February 22, 2025 |
Acceptance Date | May 7, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: 1 |