Günümüzde besinler ve sağlıkla ilgili yapılan yeni araştırmalar sonucunda doğru olduğu düşünülen bazı bilgilerin eksik yahut yanlış olduğu anlaşılmıştır. İnsan beslenmesinde özellikle lezzet bakımından tercih edilen buğday ve çavdar gibi ekmek çeşitlerinin gluten içermesi Türk mutfağında önemli yer tutan hamur işlerinde kullanılabilecek glutensiz un arayışını başlatmıştır. Çoğu kişinin adını ilk defa duyduğu karabuğday, sorgum, kinoa unu gibi ürünler bu arayış sonucunda ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu durum bir seçenek olarak yulafın önünü açmıştır. Yulafın lezzet ve kıvam bakımından diğer glutensiz unlara nispetle buğday ununa en yakın un olduğu söylenebilir. Bugün için özellikle glutensiz olma özelliğiyle böyle bir öneme sahip olan yulafın Osmanlı Devleti’ndeki yeri neydi?
Bu makalede Osmanlı Devleti’nde yulaf üretimi ve yulaf üretiminin önemi konusu ele alınmaktadır. Osmanlı Devleti’nde zaman zaman yulaf ihracatı yasaklandığı gibi devletin pek çok alanda takip etmeye çalıştığı millilik anlayışı doğrultusunda dışarıya bağımlı olmamak için yulaf ithal edilmemesi kararı da alınmıştır. Ayrıca yulaf üretiminin artırılması için numune tarlaları oluşturulmuştur. Çalışmada, Osmanlı’da yulafla ilgili atılan bu adımlardaki amacın ne olduğu sorusuna yanıt aranmaktadır. Yulaf yalnızca insan beslenmesi için mi mühimdi, yoksa başka bir öneme sahip miydi?
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 23 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 15 Sayı: 28 |