Kur’an’da bahsedilen kalbin fizikî sistemimize (evren) ait
bir yapısı yoktur. Aksini ispatlayamayışımız onun sistemimizin
herhangi bir bileşeninden meydana gelmediğini gösterir. Ancak
varlığı fonksiyonel bağlamda kişi tarafından öznel deneyimle
anlaşılan kalp konusunda doğanın dışarıda bırakılması söz konusu
olamaz.
Kalbin kendisine ait bir sistemi vardır. Bu da biyolojik
yönümüzün ait olduğu fiziki sistemimizle bir şekilde etkileşim ve
iletişim içerisindedir. Bunların hepsi belli bir ilim çerçevesinde
gerçekleşmektedir. Bu yaklaşım tarzı, kalbimizin de yine belli bir
ilimle anlaşılabileceğini ve onun yine belli kaideler çerçevesinde
inşa edilebileceğini anlatmaktadır.
Sistem analizi epistemik seviyeleri gündeme getirir. Buradaki
sistemler doğal sistemlerdir. Doğal sistemler kendisini
doğru bir şekilde okumaya çalışana dinamik bir süreç yaşatır.
Bu süreçte kalp başrol oynar. Bu sebeple kalbin sistem veya
sistemlerle gireceği reaksiyonlar önemlidir.
Bu sistemler göz önüne alındığında kalbi inceleyen müstakil
bir ilmi disiplinin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bu
disiplin kalbin bileşenlerinin ait oldukları sistemleri ve işleyişlerini
ortaya koyar. Ayrıca kalbin inşasında da aktif görev üstlenir.
Journal Section | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 3, 2012 |
Submission Date | July 2, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Issue: 20 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |