Türklerin Anadolu
hâkimiyetini sağlamasından sonra Ermeniler önce Selçukluların daha sonra da
Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altına girmiştir. Ermeniler Türklerin hâkimiyeti
altında hoşgörü ve adalet ortamında yaşamıştır. Ermeniler ile Türkler aradaki
din farkı olmasa birbirinden farkı yok denecek gibidir. Birbirleriyle
etkileşimleri ve yakın münasebetleri olmuştur. Bu durum Türkler ve Ermeniler
arasında bir güven ortamı tesis etmiştir. Fakat Osmanlı Devleti’nin
zayıflaması, batılı devletlerin şark politikası ve bunun sonucu olarak
azınlıkları özellikle de Ermenileri isyana teşvik etmeleri ile XIX. yüzyılın
sonlarına doğru Ermeniler yaşadıkları yerlerde isyan etmeye başlamıştır. 1820’lerde
Osmanlı topraklarına gelen Amerikalı misyonerler özellikle eğitim ve sağlık
alanında aktif olup Protestanlık Mezhebi’ni yaymak istemiştir. Osmanlı Devleti
XIX. yüzyıl ortalarında Protestan Ermeni Milleti’ni tanımıştır. Osmanlı Devleti
tebaası olan Ermenilerin Amerika’ya göçünde misyonerler Osmanlı Devleti’ndeki
faaliyetleriyle bunun adeta alt yapısını hazırlamıştır. Ermeni vatandaşlardan
bir kısmı Amerika’ya göç ederek Amerikan vatandaşlığını almıştır. Bunun nedeni
ise 1830 Amerikan-Türk Ticaret
Antlaşması’ndan doğan haklardır. Bu antlaşmaya göre Amerikan vatandaşı
olanlar Osmanlı mahkemelerinde yargılanamıyor ve vergiden muaf oluyordu. Hatta
Ermeniler çıkardıkları isyanlarda da bu antlaşmayı bir koruma kalkanı olarak
kullanıyordu. Zengin bir tüccar olan Agob İkizyan adlı Ermeni de Osmanlı
tebaasından Amerikan vatandaşlığına geçerek bu imtiyazlardan yararlanma yoluna
gitmiştir. Ermenilerin işledikleri suçlar karşısında himayeci bir tavır takınan
Amerika ile Osmanlı Devleti arasında tabiyet sorunu gerginliklere neden
olmuştur.
Armenians entered under the rule of Seljuks and then the Ottoman Empire
after the Turks gained dominance in Anatolia. Armenians lived in an environment
of tolerance and justice under the rule of Turks. There are scarcely any
difference between the Armenians and Turks apart from religion. They had quite
an interaction and close relationships which built an environment of trust
between the Turkish and Armenians. However, Armenians started to rebel where
they lived in the late 19th century as a result of the weakening of Ottoman
Empire, oriental policy of the Western states and most accordingly their
seditious acts towards minorities, specifically Armenians. In the 1820s, American
missioners came to Ottoman lands and wanted to spread Protestantism by being
especially active in the fields of education and health. The Ottoman Empire
recognized the Protestant Armenian Community in the mid-19th century. During
the migration of Armenians, who were subjects of Ottoman Empire, to the US,
missioners nearly prepared the migration infrastructure with their activities
in the Ottoman Empire. Some of the Armenian citizens migrated to the US and
acquired American citizenship. This was due to the rights that arose from the
1830 American-Turkish Treaty of Commerce
and Navigation. According to the treaty, those that became US citizens
could not be judged by the Ottoman courts and were exempt from Ottoman taxes.
Armenians even used that treaty as a protective shield in the rebels they
started. Hagop Ekizian, a rich Armenian merchant and an Ottoman subject, also
acquired American citizenship and took advantage of these privileges. The
problem of nationality led to distress between the Ottoman Empire and the US
who assumed a protective attitude against the crimes committed by the
Armenians.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 16 Sayı: 1 |
KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi ULAKBİM-TR Dizin tarafından dizinlenen hakemli ve bilimsel bir dergidir.