With the deterioration of the Janissary Corps, one of the most established institutions of the Ottoman Empire, it had become a tradition for them to take actions that would limit the authority of the sultan. Until 1826, numerous efforts had been made to address this issue, but most had failed, and many had paid for their failure with their lives. Sultan Mahmud II, one of the leading reformers of the Ottoman Empire, decisively abolished the Janissary Corps in 1826 in order to solve this problem and banned Bektashism, which was considered to represent its religious aspect. In fact, the prohibition of Bektashism was not only a decision taken during the reign of Mahmud II, but also the implementation of a decision that had been taken beforehand when favourable conditions arose. In this respect, the most important step was taken to unite the Muslim people under the name of Sunni-Hanafism as the official religion of the state. With this important step, Bektashis were tried to be neutralised by breaking their influence among the army and society, where they were strong. Especially with the authoritarian rule of Abdülhamid II and Panislamism, which was one of the tools of this rule, the transformation of other non-Muslim groups, especially Bektashis, was aimed. Thus, investigations and measures were implemented against Bektashis in the Balkans and other regions. The nature of these measures varied according to periods, regions and implementing authorities. This article aims to provide an insight into the dynamics between the Ottoman state and Bektashism by categorising these measures under the categories of law enforcement, administrative actions and educational reforms.
Bektashism Prohibition of Bektashism Religion-State Relationship Balkan Bektashism Bektashi Tekkes.
Osmanlı Devleti’nin en köklü kurumlarından biri olan Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasıyla birlikte, padişah otoritesini sınırlayacak eylemlerde bulunmaları bir gelenek haline gelmişti. 1826 tarihine kadar bu meseleyi ele almak için çok sayıda çaba sarf edilmiş, ancak çoğu başarısızlıkla sonuçlanmış ve birçoğu da başarısızlıklarını canlarıyla ödemişti. Osmanlı İmparatorluğu'nun önde gelen reformcularından biri olan Sultan İkinci Mahmud, bu sorunu çözmek için 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nı kararlı bir şekilde lağvederek onun dini yönünü temsil ettiği düşünülen Bektaşiliği de yasaklamıştı. Aslında Bektaşiliğin yasaklanması sadece II. Mahmud döneminde alınan bir karar değil, uygun şartların oluşmasıyla önceden alınan bir kararın uygulanmasıydı. Bu minvalde devletin resmi dini gereği, Müslüman halkın dinsel olarak Sünni-Hanefilik adı altında birleştirilmesi için en önemli adım atılmış oldu. Bu önemli adımla Bektaşiler, güçlü oldukları ordu ve toplum arasında nüfuzları kırılarak etkisiz hale getirilmeye çalışıldı. Özellikle II. Abdülhamid döneminin otoriter yönetimi ve bunun araçlarından biri olan Panislamizm anlayışıyla Bektaşiler başta olmak üzere diğer Gayrisünni grupların dönüşümleri hedeflenmekteydi. Böylece bu yönetim anlayışı gereği başta Balkanlar olmak üzere diğer bölgelerde Bektaşilere yönelik soruşturmalar ve tedbirler uygulamaya konulmuştur. Bu tedbirlerin niteliği dönemlere, bölgelere ve uygulayıcı makamlara göre değişiklik göstermiştir. Bu makale, söz konusu tedbirleri kolluk kuvvetleri, idari eylemler ve eğitim reformlarını kapsayan kategoriler altında sınıflandırarak Osmanlı devleti ile Bektaşilik arasında gelişen dinamiklere dair bir fikir vermeyi amaçlamaktadır.
Bektaşilik Bektaşiliğin Yasaklanması Din-Devlet İlişkisi Balkan Bektaşiliği Bektaşi Tekkeleri.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 20 Sayı: 3 |
KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi ULAKBİM-TR Dizin tarafından dizinlenen hakemli ve bilimsel bir dergidir.