Purpose: Although the treatment method in abdominal wall hernias is surgical, this is generally ignored by the patients, and are admitted to hospitals with an incarcerated hernia. The current study investigates the factors affecting morbidity and mortality in patients with incarcerated hernias with the purpose of drawing attention to the necessity of early hernia surgery in patients with hernia who have these factors. Methods: This study retrospectively examines the files and computer records of patients who have undergone surgery with a diagnosis of incarcerated abdominal wall hernia. The patients were evaluated in terms of age, gender, associated diseases, type of hernia, operation type, morbidity, mortality, and the length of hospital stay. Results: Twenty-eight (35.4%) of the 79 patients were female and 51 (64.6%) were male. The American Society of Anesthesiology (ASA) score was three or four in 38 (48.1%) of the cases. Morbidity was observed in a total nine (11.4%) cases and mortality was seen in four (5.06%) cases. There was a statistically significant correlation between morbidity and mortality and ASA score (p=0.001 and p=0.049), initiation of the complaint (p<0.001 and p=0.024), presence of strangulation (p<0.001 and p=0.003), presence of contamination (p=0.005 and p=0.013), presence of necrosis (p<0.001 and p=0.020), and implementation of intestinal resection (p<0.001 and p=0.013). Conclusion: The morbidity and mortality rates are high in patients with high ASA scores who have incarcerated abdominal wall hernias, and strangulated hernias, requiring resection. Therefore, abdominal wall hernias should be treated electively when they are first recognized before any further disease and strangulation develops. We believe that family medicine specialists will play an active role to inform and guide these patients to surgery on time
Amaç: Karın duvarı fıtıklarında tedavi şekli cerrahi olmasına rağmen çoğu zaman hastalar tarafından ihmal edilmekte ve inkarsere durumda hastaneye başvurmaktadırlar. Çalışmamızda inkarsere fıtık hastalarında morbidite ve mortaliteye etki eden faktörler araştırılmış ve özellikle bu faktörlere sahip fıtık hastalarında erken fıtık ameliyatının gerekliliğine dikkat çekmek amaçlanmıştır. Yöntem: İnkarsere karın duvarı fıtığı tanısıyla ameliyat yapılan hastaların dosya ve bilgisayar kayıtları retrospektif olarak incelendi. Hastalar yaş, cinsiyet, eşlik eden hastalıklar, fıtık türü, uygulanan cerrahi tipi, morbidite, mortalite ve hastanede kalış süresi yönünden değerlendirildi. Bulgular: Toplam 79 hastanın 28 (%35.4)’i kadın 51 (64.6)’i erkek idi. Olguların 38 (%48.1)’inin Amerika Anestezi Derneği (ASA) skoru üç ve dört idi. Toplam dokuz (%11.4) olguda morbidite ve dört (%5.06) olguda ise mortalite görüldü. Morbidite ve mortalite ile ASA skoru (p=0.001ve p=0.049), şikayetin başlama süresi (p<0.001 ve p=0.024), strangülasyon varlığı (p<0.001 ve p=0.003), kontanimasyon varlığı (p=0.005 ve p=0.013), nekroz varlığı (p<0.001 ve p=0.020), barsak rezeksiyonu uygulanması (p<0.001 ve p=0.013) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. Sonuç: İnkarsere karın duvarı fıtıklarında, strangüle, rezeksiyon gerektiren, ASA skoru yüksek olan hastalarda morbidite ve mortalite oranı yüksektir. Bu nedenle, karın duvarı fıtıkları ilk farkedildikleri zaman eşlik eden hastalık ve boğulma riski gelişmeden elektif olarak ameliyat edilmelidir. Bu hastaları bilgilendirme ve zamanında ameliyata yönlendirmede aile hekimlerinin etkin rolü olacağını düşünmekteyiz
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 7 Issue: 2 |