Amaç: Bu çalışmada Ocak ve Aralık 2010 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi (DÜTF) Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde yatan HBsAg ve AntiHCV pozitif hastaların sosyodemografik özelliklerinin tanımlanması ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Metod: Bu tanımlayıcı retrospektif çalışmada toplam 4491 hasta taranıp, chemiluminescent microparticle immunoassay (CMIA) yöntemiyle HBsAg ve/veya AntiHCV pozitif olarak saptanmış 132 hasta tespit edildi. Yatış tanıları, yaşları, sosyodemografik özellikleri, obstetrik öyküleri, biyokimyasal değerleri, gebe iseler bebeklerinin durumu, hastanede kalış süreleri ve hepatit için risk faktörleri tanımlandı. HBsAg pozitif ve AntiHCV pozitif hastalar yukarıdaki özelliklerine göre karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların %46,2’si (n=61) 26-35 yaşları arasındaydı, %67,4’ü (n=89) kırsal kesimden başvurmuştu ve %62,9’u Yeşilkart’lı (n=83) hastalardan oluşuyordu. Hastaların 46’sının (%34.9) gebelik komplikasyonu veya bebekle ilgili bir sorundan dolayı servise yatışı yapılmıştı. Tüm hastalarımızın içerisinde HBsAg pozitiflik oranı %2,63 (n=118), AntiHCV pozitifliği ise %0,29 (n=13) olarak bulundu. Klinikte yatışı yapılan gebelerde HBsAg pozitiflik oranı %2,66, AntiHCV pozitifliği ise %0,20 (n=6) olarak saptandı. Sonuç: Doğumda enfeksiyonun alınması ilerleyen yaşlarda fatal komplikasyon gelişme riskini çok arttıracağından, önlenebilir bir hastalık olan HBV için tüm gebelerin taşıyıcılık açısından taranması ve bunun rutin bir antepartum inceleme olarak yerleşmesi gerekmektedir. Taşıyıcı anneler bebeğin doğumu sonrasında aktif ve pasif aşılamanın önemi konusunda aydınlatılmalıdır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 4 Issue: 3 |