Divan şiirinde ses ve söz tekrarları, ritim, kafiye ve redifler ahenk unsurlarının başında geliyor. 17. yüzyılda yaşamış, gazel sahasında söz sahibi olan Şeyhülislam Yahya, klasik şiir geleneğine damga vurmuştur. Bu çalışmamızda Şeyhülislam Yahya Divanı’ndaki ahenk unsurlarını tespit etmeye çalıştık. Yaptığımız bu çalışma bir bakıma üslûp çalışması olduğundan daha çok yapısal eleştiri yöntemleri ve anlatım bilimi kuralların kesiştiği bir alanda durmaktadır. Bu alanda maalesef çok kapsamlı bir araştırma yapıldığını söyleyemeyiz. Biz, bu çalışmamızda Divan’daki ahenk unsurlarını söz ve ses tekrarları ile sağlanan ahenk ve ritim olarak üç ana başlık altında inceledik. Şeyhülislam Yahya’nın, kullandığı nazım şekillerinde - özellikle gazellerinde - dile hakim olduğu yapmacıksız, sade ve basit bir üslûp ile Türkçeyi başarıyla kullandığı görülmektedir. Şeyhülislam Yahya’da ahenk kuru bir ses topluluğundan ibaret değildir. Anlamla sesin bir potada eritilerek armoninin yakalandığı aşikârdır. Şeyhülislam Yahya, “neyi anlattığın değil nasıl anlattığın” önemli olduğu bir şiir geleneğine iz bırakmış bir şairdir. Şiirde her cümle bir musiki cümlesidir. Bu musikiyi ortaya çıkaran seslerdir. Şeyhülislam Yahya, Divanı’nda bu ses unsurunu başarılı bir şekilde kullanmıştır. Fakat bu ses unsuru anlamdan bağımsız değildir. Sesle anlam arasında ilgi kurmuş, şiirini hem yapı hem de mana üzerine inşa etmiştir. Bunu yaparken “üst şiir dili” nden faydalanmış şiirlerini sembollerle ifade etmiştir. Bundan dolayı zaman zaman yanlış anlaşılmış küfürle itham edilmiştir. Yahya Efendi’nin şiirlerini anlamak için kullandığı sembollerin söz varlığına bakmak gerekir. Aksi takdirde şiirlerini yanlış anlayıp yorumlayabiliriz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 27 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |