Until recently, a traditional play called “Kose” was
organized by the shepherds in Van villages, where ovine breeding was a common
and important source of livelihood. “Kose”, which is an annual traditional play
that coincides with the first week of February, was made by calculating a
hundred days after the ritual of “koç katımı”. On the 100th day, it is believed
that the lambs come alive in the stomach of the sheep, and in this context,
Kose play was considered auspicious. The shepherds would gather in a house on
the evening of the 100th day and put a shepherd in a white cloth, wear a white
beard from wool and find the face of that shepherd in flour. The dress was
filled with grass, they would give this shepherd called "Kose" a
scary look. A rattle was attached to his waist, and two sticks were placed in
his hand. Another shepherd, who was disguised as a woman, would take the role
of Kose's wife. With young people and other shepherds hanging around, he walks
home, plays a little in every home, collects food, money, flour, etc. as a
gift, and then they split among themselves and feast on themselves with the
food they cook. Almost the same of this entertainment is included as “Kalkağan”
in Mehmet Şerif Fırat’s book “Doğu İlleri ve Varto Tarihi [Eastern Provinces
and Varto History]”. It is seen that the game mentioned in the book has changed
over time and has been completely forgotten today.
Küçükbaş hayvancılığın yaygın ve önemli bir geçim kaynağı
olduğu Van köylerinde yakın zamana kadar çobanlar tarafından “Kose” adında bir
oyun düzenlenirdi. Şubat ayının ilk haftasına denk gelen ve yılda bir kez
oynanan bir oyun olan “Kose”, koç katımından yüz gün sonrası hesaplanarak
yapılırdı. Yüzüncü günde kuzuların koyunun karnında canlandığına inanılır ve bu
bağlamda Kose oyunu uğurlu sayılırdı. Çobanlar yüzüncü günün akşamında bir evde
toplanıp bir çobana beyaz bir bez giydirir, yünden beyaz bir sakal takar ve o
çobanın yüzünü una bularlardı. Elbisesinin içi otla doldurulur, “Kose” adı
verilen bu çobana korkunç bir görünüm verirlerdi. Beline de bir çıngırak
takılır, eline iki sopa verilirdi. Kadın kılığına sokulan bir başka çoban da
Kose’nin karısı rolüne girerdi. Ardına takılan gençler ve diğer çobanlarla ev
ev dolaşırlar, her evde biraz oynarlar, hediye olarak para, un, vb. yiyecek
toplar, sonra kendi aralarında bölüşürler, pişirdikleri yiyeceklerle kendilerine
bir ziyafet çekerlerdi. Bu oyunun hemen hemen aynısı, Mehmet Şerif Fırat’ın
“Doğu İlleri ve Varto Tarihi” adlı kitabında “Kalkağan” olarak yer almaktadır.
Kitapta bahsedilen oyunun zamanla farklılaştığı ve günümüzde ise tümden
unutulduğu görülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Language Studies, Cultural Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 5 |